Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi
Rakip değil eş olarak kurulan aile müessessi cennetin bu dünyadaki şubesidir. Aile olmak huzuru tesis etmektir. Aile olmak her türlü ayıba örtü olmaktır. Aile olmak şeytanın bitmeyen savaşına karşı sağlam bir kale olmaktır. Aile olmak karşılıklı muhtaçlık halinin sevgi ile harmanlanıp cennete yol olması demektir.
İnsanoğlu dünyaya gelirken, gerek öz bakım gerekse şefkat ve bağlanma ihtiyacı ile gelir. Bu ihtiyaçlarını öncelikle, kısa bir zaman önce rahminden ayrıldığı annesi ile giderir. Babası ile gücü hisseder. Zamanla öz bakım becerisi geliştirse bile şefkat ihtiyacı daimdir. İşte Allah (cc) engin merhameti ile dünyada kulunu sarıp sarmalayacak, ihtiyacı olanı ona hesapsız sunacak bir eş var eder. Bu ailelerde erkek ‘kavvam’ oluşunu güç gösterisine dökmez, kadın da nahif yaratılışını erkeğini suistimal etmek için kullanmaz. Nitekim ayet-i kerimede “Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz” ( Bakara/187) buyrularak eş olmanın, aile olmanın her türlü ayıba, sıkıntıya örtü olması gerektiğine işaret edilmiştir.
Huzuru, merhameti, ilgiyi aile ortamında bulmuş olan birey yanlış ve sapkın bir yola kolay kolay başvurmaz. Çünkü o ailesinde doyuma ulaşmıştır. Böyle bir aile ortamı tesis edebilmek için Peygamber (sas) “Ailenin senin üzerinde hakkı var” (Buhari, Edeb, 86) nasihatini akıldan çıkarmamak gerekmektedir. Kadın ve erkek bu bilinçle kurdukları yuvalarında her işleri için Allah’tan ecir alacaklar ve sağlıklı bir nesil yetiştireceklerdir.
Yaşadığımız modern dönemde her türlü kirli oyunların aile kurumunu zedelemek üzere olduğunu fark edersek şu ayet-i kerimeyi daha net anlayabilir ve kendimize çeki düzen verebiliriz. “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!” (Tahrim/6) Kalplerin sahibi olana biz de şöyle niyaz ederiz: “Ey Rabimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi muttakilere önder eyle!” (Furkan/74)
 
Esra Hızlı
Mudanya Müftülüğü
 
 
KIRKAMBAR
Hz. Musa (a.s.)’ın cennetteki komşusu
Hazreti Musa: -Ya Rabbi! Bana Cennetteki komşumu bildir, diye ilticada bulunmuştu.
Hak Teâlâ Musa Aleyhisselâma:
- Falan yere git! Senin komşun falan yerdeki kasaptır, diye talimatta bulundu.
Hazreti Musa tarif edilen yere gitti, kasabı buldu ve evine misafir oldu. Kasap akşam eve gelirken yanında bir miktar et getirmişti. Eve geldikleri zaman misafirden izin istedi ve onları pişirdi, bir zembil içinde tavanda asılı olan annesini indirdi, altını kuruladı ve eti parçalara bölerek onun ağzına vermeye başladı. Musa Aleyhisselâm Cennet komşusunun kim olduğunu öğrenmeye başlamıştı, sinek vızıltısı gibi bir sesin geldiğini farkedip:
- Ne diyor? diye sordu.
Kasap annesini yerine astıktan sonra misafire:
- Bu benim annemdir. Ben bunu senelerden beri bu şekilde yedirir, içirir ve bütün ihtiyaçlarını temin ederim. O da bana her zaman: «Oğlum Allah seni Cennette Musa (a.s.)’ya komşu eylesin», diye duâ eder, dedi.
O zamana kadar kendisinin kim olduğunu gizleyen Musa Peygamber, kendisinin Musa (a.s.) olduğunu söyledi ve Cennet komşusunu müjdeledi.
 
Hadislerle aile
Diyanet İşleri Başkanlığı halk kitapları arasında yer alan Hadislerle Aile adlı eser komisyon tarafından hazırlanmış ve 136 sayfadan oluşmaktadır. 
Eser, dinimizin aileye bakışını ve ona yüklediği değeri bilmek, aileyi ayakta tutan temel ahlâki değerleri kavramak, aile hayatımızı yeniden gözden geçirip düzenlememize yardımcı olacak, yeni bir aile kuracak olanlara ufuk açacaktır.”
 
 
İLMİHAL
 
Oruç kefareti ne demektir? Hangi durumlarda gerekir?
 
Oruç kefareti, Ramazan orucunun, mazeretsiz olarak bozulması sebebi ile bir ceza olarak,Ramazan dışında peş peşe iki kamerî ayveya altmış gün oruç tutmak demektir. Meşru bir mazeret bulunmaksızın yemek, içmek, cinsel ilişkide bulunmak ya da bu anlama gelecek fiillerden birini yapmakla oruçbozulur ve bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Eğer bu şekilde bozulan oruç Ramazan orucu ise, ayrıca kefaret orucu tutmakgerekir. Oruç kefaretini oruç tutma yolu ileödemeye sağlığı elvermeyen kimse, 60 fakiribir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur.Âdet hâlinde bulunan kadınlar, bu günlerindekefaret oruçlarına ara verirler. Bu durumlarından çıkar çıkmaz ara vermeden kefaret orucuna devamederek 60 günü tamamlarlar. Şafii mezhebine göre mazeretsiz olarak Ramazan orucunun yeme-içme ile bozulması durumunda kefaret değil, sadece kaza gerekir.
 
Bursa için iftar vakti
20:20
 
Bir Ayet
Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükafatını zayi etmeyiz. ﴾A’raf, 7/170﴿
 
Bir Hadis
'Vallahi, âhiretin yanında dünya(nın konumu), ancak birinizin şu (işaret) parmağını denize daldırması gibidir; (parmağının) ne (kadar su) ile döneceğine bir baksın!' ” (Müslim, Cennet, 55)
 
Bir Dua
“Allah’ım! Sen yardım istenilensin. Dualar ancak sana ulaşır, duları sen kabul edersin, güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardır.” (Tirmizî, Deavât, 94)
 
Bir öneri
Sahur vaktinde teheccüd namazı kılabilirsin!
 
 
YUNUS MEKTEBİ
 
Taştın Yine Deli Gönül
 
 
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
 
Nidem elim ermez yâre
Bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni bunda eğler misin
  
Harami gibi yoluma
Aykırı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm
Sen yolumu bağlar mısın
 
Esridi Yunus'un canı
Yoldaşım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni
Sayru musun sağlar mısın