Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) “Gıda Enflasyonu Yoksulu, Ulaştırma Enflasyonu Zengini Vurdu” başlıklı araştırması, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Rapora göre, yoksul kesim özellikle gıda ve barınma harcamalarındaki artıştan, zengin kesim ise ulaştırma başta olmak üzere lüks sayılabilecek kalemlerdeki artışlardan etkileniyor.

Rapor özetinde tüketici enflasyonunun, hane halkının maruz kaldığı enflasyon olduğu, ancak farklı gelir ve harcama gruplarında yer alan hanelerde tüketim sepetinin mal ve hizmet bileşiminin farklı olduğuna dikkat çekilerek, bu nedenle enflasyon oranlarının da zaman içinde az ya da çok farklılaşabildiğine vurgu yapıldı.

TÜİK’in Hane halkı Bütçe Anketi’nin (HBA) tüketim harcamaları bilgileri kullanılarak, Nisan 2017-Nisan 2019 dönemi için tüketim harcamalarına göre sıralı haneler arasında en fazla harcamayı yapan %20’lik grup ile en az harcamayı yapan %20’lik gruba özgün enflasyon oranları (kısaca zengin enflasyonu, yoksul enflasyonu) hesaplandı.
 

SON İKİ YIL VURGUSU
Nisan 2017-Nisan 2019 döneminde gıda fiyatlarında ortaya çıkan ve kamuoyunda etki yaratan büyük artışlara rağmen zengin ve yoksul enflasyonları arasında dikkate değer bir fark oluşmadığı görüldü. Bu sonucun başlıca nedeni, gıda ve barınma harcamalarında meydana gelen yüksek artışlar yoksul enflasyonunu beklendiği gibi çok olumsuz etkilerken, başta ulaştırma fiyatlarında gerçekleşen fiyat artışları olmak üzere lüks sayılabilecek diğer harcama kalemlerindeki artışların zengin enflasyonunda da aynı ölçüde yükselişe neden olması olarak değerlendirildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 yılında tek haneli enflasyona yeniden ulaşacağız" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 yılında tek haneli enflasyona yeniden ulaşacağız"

Son iki yılda (Nisan 2017’den Nisan 2019’a) Türkiye ekonomisinde pek çok çarpıcı gelişme yaşanırken, en hararetli tartışmaların yaşandığı gıda fiyatlarındaki artışlar, yoksul enflasyonunun da TÜİK tarafından hesaplanan ülke genelindeki TÜFE artışının (yüzde 32,5) bir hayli üzerinde olduğu izlenimini yarattı.

Oysa TÜFE’nin tüm kalemleri dikkate alınarak farklı harcama düzeyi gruplarına özgü son iki yılın enflasyon oranları hesaplandığında, bu izlenimin aksine en yoksul enflasyonu ile en zengin enflasyonu arasında son iki yılda dikkate değer bir açılma olmadığı görülüyor. Bu beklenmeyen sonucun nedeni, başta ulaştırma (enerji) fiyatları olmak üzere, zenginin tüketim sepetinde yoksulun sepetine kıyasla daha büyük paya sahip diğer kalemlerde yüksek fiyat artışlarının yaşanmış olması.
 

CİDDİ BİR AYRIŞMA YOK
2017 Mayıs ayıdan 2019 Nisan ayına sıralı yüzde 20’lik her bir harcama grubunun ortalama tüketim sepetindeki ana harcama kalemlerinin paylarını dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, en düşük harcama grubunda TÜFE (en yoksul enflasyonu) 2017 Nisan ayından 2019 Nisan ayına yüzde 32,44’lük bir artış gösterdi. En yüksek yüzde 20’lik harcama grubundaki artış (en zengin enflasyonu) yüzde 32,08 olarak hesaplandı. Bu oranlar, son iki yılda en zengin ve en yoksul harcama gruplarının maruz kaldığı enflasyonda ciddi bir ayrışma olmadığını, buna ek olarak, son iki yılda yoksul, orta ve zengin olarak nitelendirilen orta harcama gruplarının en zenginlerle enflasyon farkının az da olsa kapandığını ortaya koydu.
 

KAMU DESTEĞİYLE EĞİTİM
Eğitim harcamalarının paylarındaki farklılık da oldukça çarpıcıdır. En fazla tüketim harcaması yapan yüzde 20’lik kesimde eğitimin payı yüzde 4 iken, en az tüketen kesimde bu pay yüzde 0’dır. Diğer ifadeyle yoksulların çocukları eğitimlerini tamamen kamu okullarında görmekte ve kamu eğitim destekleriyle idare etmektedirler. Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri kaleminde de dikkate değer bir pay farkı görülmektedir: Zenginler bu tür harcamalara bütçelerinden yüzde 7 pay ayırırken yoksulların payı yüzde 4 ile sınırlı. En zengin ve en yoksul yüzde 20’lik kesim arasındaki büyük enflasyon farkının nedenini anlayabilmek için TÜİK tarafından belirlenen 12 temel mal ve hizmet harcamalarına göz atmak gerekmektedir. Alt gruplara ait fiyat endeksleri ile bu mal ve hizmetlerin farklı tüketici sepetleri içindeki ağırlıkları kullanılarak ortaya çıkan 0,36 yüzde puanlık enflasyon farkı bileşenlerine ayrıştırılabilir.
 

GIDA KALEMİNDEKİ FARK
Nisan 2017-Nisan 2019 döneminde en yoksulun bütçesinde yüzde 39, en zenginin bütçesinde ise yüzde 18’lik paya sahip konut, su ve enerji fiyat artışı yoksul enflasyonuna 49,9 puanlık katkı yaparken, zenginin enflasyonuna 24,4 puanlık katkı yapmıştır. Aradaki fark yoksulun aleyhine 25,5 puan. İkinci sırada olan gıda ve alkolsüz içecekler en yoksul kesimin enflasyonuna 45,9 puanlık katkı yaparken, en zenginin enflasyonuna olan katkısı 21,4 puanla sınırlıdır. Gıda kalemindeki enflasyon farkı, yoksulun 24,4 puan aleyhine olmuştur. Yoksul enflasyonunu, sınırlı ölçüde de olsa, mizahi bir şekilde artıran, son kalem “alkollü içecekler ve tütün” harcamaları. Yoksulun bütçesinde bu kalem yüzde 5’lik paya sahipken, zenginin bütçesinde bu pay yüzde üç. 
 

‘YANGIN’ HERKESİ ETKİLEMİYOR
Sonuç olarak son iki yılda gıda ve barınma harcamalarında ortaya çıkan çok yüksek artışlar yoksulun enflasyonunu olumsuz etkilerken, uluslararası petrol fiyatlarındaki yükseliş ile TL’nin maruz kaldığı büyük değer kaybı sonucu ulaştırma harcamalarındaki yüksek artış zengin enflasyonunu olumsuz etkilemiştir. Nispeten lüks mal ve hizmetler türündeki diğer harcamalardaki artışlar da eklenince en yüksek gelirli yüzde 20’lik kesimin enflasyonu ile en düşük gelirli yüzde 20’lik kesimin enflasyonları arasında 2017 öncesi dönemin aksine belirgin bir fark oluşmamıştır. Bu bulgu yüksek enflasyonun dar gelirlilerin mutfağında ve barınağında “yangın” çıkarmadığı ya da çıksa bile zenginin de bir o kadar enflasyon yangınına maruz kaldığı anlamına gelmemekte. (gidahatti.com)