Özlem ATAÇ
Dünya Gıda Günü kapsamında açlık, açlıkla mücadele, yetersiz beslenme, kaynakların paylaşımı konusunu gündeme getirmek amacıyla TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi toplantı gerçekleştirdi. Düzenlenen toplantıda konuşan, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Lale Yıldız, gıda güvenliği ve gıda güvencesinin önemine dikkat çekti. Yıldız, "Dünya Gıda Günü'nde dünyadaki açlık problemlerinin belirlenmesi ve çözüm yollarının gösterilmesi, ülkeler arasındaki gıda üretimi birlikteliği ile gıdaların üretimi, tüketimi ve satış noktalarındaki hijyen ve sanitasyon etkinliğinin sağlanması, yeterli ve dengeli beslenmenin öneminin belirtilmesi ve bu konularda farkındalık yaratılması amacıyla mücadele ediyoruz. BM’nin raporuna göre 821,6 milyon insan yani dünya nüfusunun yüzde 11'i açlık çekmektedir. Açlık oranının en yüksek olduğu yer Afrika kıtasıdır. Kıta genelinde her beş kişiden biri, Doğu Afrika'da ise her uç kişiden biri açtır. Rapora göre Afrika nüfusunun yüzde 20'si, Asya nüfusunun ise yüzde 12'den fazlası aç görünürken, Latin Amerika ve Karayipler'de bu oran yüzde 7'nin altındadır" diye konuştu.

KADINLAR DAHA ÇOK AÇLIK ÇEKİYOR
“Açlığın, özellikle ithalat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir” diyen Yıldız, “Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekmektedir. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer ise Latin Amerika ülkeleridir. Bununla birlikte dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuğun açlıkla bağlantılı gelişim sorunları yaşadığı rapor edilmektedir. İklim değişikliği ve kuraklık gibi doğal afetlerin yanı sıra, gelişmiş ülkelerin tarımsal ürün ticaretindeki korumacı politikaları, gıdaya olan talebin artması, tarımda girdi fiyatlarının yükselmesi, tarım sektörüne yeterli yatırımın yapılmaması, tarım ürünlerinin biyoyakıt üretiminde kullanılması gibi birçok etken dünyada açlık ve yetersiz beslenmeye neden olmaktadır. Günümüz dünyasında, tarımsal aktivitelerin şirketler tarafından yönlendirilir duruma gelmesi önemli bir ekonomi stratejisidir. Dünyada bu üretim anlayışının hâkim olmasıyla açlık ve yetersiz beslenme ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı. 

BERABERİNDE İSRAF GELİYOR
Çağın en önemli hastalığı aşırı lüks tüketim alışkanlığı olduğunu belirten Yıldız, “Gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin %10' unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür. Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığını, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğunu, gıdaya erişimin sağlanamamasında temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğunu dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil temelde yoksulluk olduğunu vurgulamak gerekir” diye konuştu. 

Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti

TARIM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR
Son olarak tarım alanlarının yok edildiğinden bahseden Yıldız, şöyle devam etti: “Zeytinlikler ve meralar çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi toksik kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açılıyor. Bebek mamalarında, pirinçte GDO çıkıyor. Sermayenin allayıp pulladığı “organik gıda” pazarının kâr payı büyüyor. Sağlıklı, doğal ve güvenli gıdaya ulaşmak büyük bir sorun haline geliyor. Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor.”