Ahmet KUNDAKCI - Mehmet ÇETİNKAYA

MHP Bursa İl Başkanı Kurtuluş Coşkun ve yönetim kurulu üyeleri gazetemize nezaket ziyaretinde bulundular. Çay kahve sohbeti derken Ahilik Haftası nedeniyle söz esnafa geldi. Mutlaka esnafın ahlak ve diğer etik değerlerini barındırması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Coşkun, günümüz şartlarında esnaf olacak arkadaşlara çeşitli kurum ve kuruluşlarca kurs verilmesi gerektiğini esnaflık geleneğinin kademe kademe tekrar hayata geçirilecek projelerin üretilmesi gerektiğini söyledi. Bunun gündeme getirilmesi, istenmesi, ardından ısrar edilmesi birilerine yol göstermesi gerektiğini dile getiren Coşkun, “Arif başkanın (BESOB Başkanı Arif Tak) bu konuda çok uzak duracağını zannetmiyorum.

HAFTA AHİLİK OLUNCA

Bu arada soruyoruz,

Başkan Coşkun’un yanıtı pek iç açıcı değil: “Yani mutlaka gözümüzden kaçan tek tük müspet şahsiyetler vardır ama genel itibarıyla bu konunun şu anda hasretini çekiyoruz. 300 esnafın olduğu yerde bir ya da ikisi bunu gözetiyor hayata geçirmeye çalışıyorsa farkına bile varılmaz. Şimdi bu meslek eğitim kursları AB yasaları gereği başladı, işte tornacısından inşaat ustasına kadar her konuda belgelendiriyorlar. Meslek dersleri veriyorlar. Meslek derslerinin yanında din bilgisi dersleri demiyorum, mesleki ahlak mutlaka eklenmeli. Yani öbür ders programı 30 saatse arkadaş, 3 saat hatırlatmak buna insanların zihninde yer açar. Yani bu meslek kurslarına ve esnaf odalarının yaptığı işte bu mesleğe kabul var ya her gün kayıt ediliyor.

Bu toplum olarak hepimizin kazancı olacak. Onlarında saygınlığı artacak, şahsiyetleri daha önemsenecek. Bunları hayata geçirirlerse belki Arif başkan, 30 senedir mi görev yapıyor, yapacağı en hayırlı faaliyetle görevini artık tamamlar.

Bursa'da ittifaka yönelik bir çalışma başladı mı?

Ve geliyoruz siyasete... Bilindiği gibi cumhur ittifakının yerel seçimlere uzaması konuşuluyor. Bursa’da bir ön çalışma var mı bu konuda? Bu ittifak olmalı mı, olursa nasıl olmalı, bir hareket var mı Bursa’da?

Nisan ayında yapılan referandum, Yeni Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ardından 24 Haziran seçimleri, bunların bir öncesinde yaşanan 15 Temmuz hadisesi. Sırasıyla bunların gündeme gelmesinin miladı 15 Temmuz. 15 Temmuz sonrası dendi ki, ‘Türkiye ağır bir saldırı altında’ ve bugünde bu artarak, terördür en sık kullandıkları, terör imkânları azaldıkça başka argümanları devreye sokmaya başladılar. Bugün sokaktaki sıradan bir insanımız bölgede ve ülke üzerindeki bu baskıları, yapılmak istenenleri, gündelik hayatında hissetmeye başladı. Şimdi bu inkâr edilemez bu varken ve buna karşı durmanın, direnmenin, onurumuzu ve menfaatlerimizi korumanın çaresi birlik ve beraberlikken yani hükümetin geniş bir tabana dayanması direnmesiyken ne değişti? 24 Haziranla bugün arasında değişen ne? Değişen hatta artan bir baskı var. İçinde hepimizin bulunması gereken atmosfer birlik beraberlik ruhuna ihtiyaç biraz daha da arttı. Şimdi yapıcı olmak çok zor aslında, yıkmak tahrip etmek ise çok kolay. Şimdi bu birlik beraberlik ruhunu pekiştirmek gerekirken herkes kendisi siyasi çıkarlarını ön plana koyarak sahada bir mücadeleye başlarsa çok kolay yara alır demeyim hatta yıkılır. Şimdi buna müsaade etmenin zamanı mı? Sorumlu politikacılar ülkesini yaşadıklarından kendine vazife çıkarmak konusunda hassasiyeti olanlar ne yapmak durumunda? Bu ruhu geliştirmek durumunda ne olur yani ben 3 tane fazla Belediye Başkanı çıkarmayım. Ama bu ortama zarar verecek başkaları kazanmasın. Yani HDP ile bir beraberlik içerisinde olacak CHP’nin belediye kazanması özellikle büyükşehirlerde katiyetle arzu etmeyiz. Şimdi bakın kafanızda şöyle bir canlandıralım geçmişte bunun örneklerini çok yaşadık. Birkaç tane büyük, ardından orta ölçekli illerde zafiyet doğdu CHP ya da HDP destekli CHP’nin geçtiğini düşünün. Bırakın o belediyelerde görev devir teslimini ülkenin bu yönetim sistemi, meclisteki aritmetik sistem ertesi gün istekler başlayacak kaosa doğru yeniden bir kargaşaya, siyasi istikrarsızlığa doğru hemen yol almaya başlarız çünkü burası Türkiye. Bizde sorumlu muhalefet anlayışı yok. Ülkenin politikaları devamlılığı konusunda bir fikir birliği yok. Şimdi bu haldeyken nasıl müsaade edersiniz? Ya da müsaade etmek doğru mu? Tamamen bizim elimizde değil. Bu karşılıklı iki tarafın bu konuyu hassasiyetle yaklaşıp zaafa uğratmamak lazım. Gerekçesi de gayet açık. Dünkü gerekçeler üstüne ilave olarak devam ediyor. Şimdi CHP’nin durumunu göz önüne alalım. Bakıyorsunuz CHP’ye oy veren tabanla yönetim kademelerinin arasında açılan bir makas var. Marksist ideolojiden gelen PKK politikalarına sempati duyan kadrolar, yönetimde gittikçe daha fazla yer işgal ettiğini görüyoruz. Bu onların hedefinin değiştiğini gösterir. Bu hiç hoş bir şey olmayacak. Sorumluluk duyan herkesin bu konuya yaklaşması lazım. Genel Başkan konuyu gündeme getirdi, Cumhurbaşkanı’nın müspet yaklaşımları var ama arada parti içerisinde şahsi menfaatini gözeten teşkilat mensupları, yöneticileri biraz daha kişisel ve kendi nefisleriyle bakıyorlar hadiseye. AK Parti teşkilatlarında bu ittifaktan dolayı hatta rahatsızlık diyebileceğimiz şeyler var. 3 ay önce bizim sayemizde iktidara geldiklerini unuttular. CHP’lilere diyoruz ya siz farkında değilsiniz, bundan sonra ülkede iktidar olmanın yolu 50+1 dir. Bunları da dememiz lazım unuttular. Maazallah şu seçimlerde zikretmeden bir başka parti iktidara gelseydi, şu AK Parti’ nin yöneticileri var ya, hiçbiri piyasada değildi. Yarısından fazlası yurt dışındaydı. Unuttular. Kendi nefsini gözeten bazı teşkilat mensupları bu birlik beraberlik ruhuna zarar verecek tutum ve davranış içindeler. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyükşehir, buraların kaybedilmesine tahammül yok. bizzati PKK’nın yönettiği, kendi o emellerine alet ettiği belediyeler var. Buralarda ittifak şart. Memleket düşmanlarına, vatan düşmanlarına bu imkanlar, bu makamlar teslim edilmemeli. Büyükşehirlerin önemi belli. Şimdiye kadar bizim ifade ettiğimiz çerçeve bu. Bunun nereye kadar derinleşip çerçevesinin doldurulacağı belli değil. Karşılıklı görüşmeler yapıldıktan sonra netleşir. Bekleyeceğiz biraz. Bir önceki 2014 yerel seçim sonuçları ortada. Mesela CHP’nin elinden pek çok belediye geri geliyor.

Mehmet Çetinkaya; Sayın Başkan bir erken seçim beklentiniz var mı?

Bence hayır. Hiç zannetmiyorum. Bu ekonomik sıkıntılar yaşanırken hükümetin ilgilenmesi gereken bu kadar acil ve önemli konular varken dış politikayla ilgili sınırlarımızdan yaşananlar dururken bunların hepsini bir kenara bırakıp seçip dönemi hesabı yapmak doğru değildir.

Gerek de yoktur.

İYİ PARTİLİ ARKADAŞLAR İÇİN SADECE ÜZÜLÜYORUZ

Baba ocağı her zaman burada

 Ahmet Kundakcı; İYİ Partili arkadaşlarınız içinde “Pişmanız” diyenler var. onlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

İYİ Partili arkadaşlarımız için biz üzülüyoruz. Kendileri parti içinde mücadele ettiler, ardından ayrıldılar yeni bir oluşumun bütün ağırlığını meşakkatini çektiler fakat en kısa sürede hepsi şu anda tasfiye ediliyorlar. İyi Parti içinde bir hareket olduğunu, bir dışlanma olduğunu düşünüyoruz onlar namına ben üzülüyorum. Özellikle içlerinde yakinen tanıdığımız, kişiliğini bildiğimiz takdir ettiğimiz insanlar için maruz kaldıkları muamele budur ve bundan dolayı biz üzüntülüyüz. Şimdi objektif olalım biraz. Siyasi beraberliğimiz ortaklığımız bozuldu gittiler. Onu bir kenara koyalım. Hiç alakası olmayan insan olarak, bunlar koşturdu. Emek harcadı, zamanlarını harcadı, çok çok mücadele ettiler. Aldılar yapıyı kurdular sonrasında darbeyi de bunlara vuruyorlar. Hepsini tasfiye ediyorlar. Ama baba ocağı her zaman burada.  Kapımız açık. Teşkilatlarımızı yeniden dizayn etme ve kuvvetlendirme gayretimiz devam ediyor.