Ali Eşref UZUNDERE

Canlı hayat, hücreden başlayarak dokularda, organlarda, sistemlerde devam eder. Bütün bu olaylar sıvı ortamda oluşur ki bu sıvı ortamın aslı sudur. Hayatın, dolayısıyla bizlerin var olmasındaki en önemli etken su, tarih boyunca medeniyetlerin en güçlü silahı olurken, zaman zaman da savaş sebebi olabiliyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er ile hayatın olmazsa olmazı, oksijenden sonra insanoğlunun en önemli ikinci gereksinimi olan ‘su’yu ve ‘sular şehri Bursa’yı konuştuk.

 TAŞ, TOPRAK, SU JEOLOJİ MÜHENDİSİNİN İŞİ

Öncelikle jeoloji mühendisi ne iş yapar?

“Jeoloji mühendisi,yerkürenin günümüze kadar uğradığı değişiklikleri inceleyen, yerkabuğunun yüzeyinin ve altının bugünkü durumunu araştıran, yerleşim alanları ve her türlü mühendislik yapılarının yer seçimi çalışmalarını yürüten kişidir. Bir jeoloji hocamızın ifadesiyletaş, toprak, subizim işimizdir. Yerkürenin yüzeyini ve yeraltındaki doğal zenginliklerin maden, petrol, doğalgaz, yeraltı suları gibi kaynakların birikimi ve dağılımına neden olan faktörleri inceler, jeotermik (sıcak su)enerjiyi bilimsel ve teknik yöntemlerle araştırır.”

KİRLİ SULARLA TARIM YAPILIYOR

“Velhasıl Bursa sudan ibarettir” ifadesiyle Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne giren Bursa’nın su kaynaklarının şimdiki durumunu sorsak…

“Bursa’nın sularını yeraltı ve yüzey suları diye ikiye ayırabiliriz. Yüzey suları, derelerimiz ve nehirlerimizdir. Bursa’da yüzey sularına bugüne kadar gereken hassasiyet maalesef gösterilmemiş. Bursa’da yüzey ve yeraltı sularının kirliliği, gereği gibi ele alınmamıştır. Örneğin Bursa’nın merkezinden geçen Nilüfer Çayı’nın kirliliği çok önceden beri gündemde olan bir konudur. Ben 10 yıldan beri Jeoloji Mühendisleri Odası başkanıyım. Nilüfer Çayı’nın kirlenmesiyle ilgili yapılmış pek fazla bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim. Yine Bursa ovasının içinden kirli/kirletilmiş olarak akan nehirlerimizin sularıyla tarım yapıldığını görmekteyiz. Orhaneli’deki Başköy’ün suları mermer ocakları tarafından kirleniyor diye ayağa kalkılıyor. Allah aşkına, bu duyarlılığı Bursa’da niye gösteremiyoruz? Bursa’da 600 köyü etkileyen, yeraltı ve yüzey sularının kirlenmesinde aynı duyarlılık neden gösterilmiyor? Kavgagürültü etmeden Bursa’da yeraltı ve yerüstü yüzey sularıyla ilgili bir çalışma ve planlama yapılmasına acil ihtiyaç vardır. Bu konu üzerinde daha fazla durmamız gerektiği ile ilgili bir çalışmamız var. Devlet Su İşleri’nde çalışan arkadaşlarımız ve akademisyenlerle birlikte Bursa’nın yüzey ve yeraltı sularıyla ilgili bir çalışma yapacağız. Kısa bir sürede bu konu ile ilgili çalışmayı da sonuçlandırmış olacağız.”

Yeraltı suları stratejik önemde

 Bursa’nın yeraltı sularının durumu konusunda ne söylersiniz?

“Bursa’nın yeraltı suları, yüzey sularından çok daha fazla hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü yüzey sularını kirletmek ve temizlemek, yeraltı sularına nazaran daha kolaydır. Yeraltı suları aynı zamanda ülkenin zor zamanlarında depolanmış sulardır. Yeraltı suları stratejik öneme sahip kaynaklarımızdır. Yüzey sularından faydalanamadığımız zamanlarda, yeraltı sularından faydalanıyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında ülkemizde yaşanan kuraklıktan dolayı Bursa’da yapılan sayısız sondajlarla çıkarılan yeraltı suları içme suyu olarak kullanılmıştı.Yeraltı su kaynaklarımıza da yüzey su kaynaklarımız gibi gerekli hassasiyeti gösterip koruyamıyoruz. Bursa'nın sanayi bölgelerindeki tekstil boyama fabrikalarının atıkları maalesef yeraltı sularını kirletmiştir. Yüzeye bırakılan bir litre kirli su, yüzlerce kat yeraltı suyunu kirletebilmektedir.

SANAYİ TESİSLERİ SUYUMUZU KİRLETİYOR

Yeraltı sularının aşırı miktarda çekilmemesi de gerekmektedir. Sanayi fabrikalarının hemen hepsinin bahçesinde bir iki tane derin su kuyusu sondajı vardır. Bu kuyular, yeraltı su kaynaklarımızın azalmasına sebep olmaktadır. Bilindiği gibi önceki dönemlerde yeraltı suları yüzeye daha yakınken, bugün yüzeye yakın sulardan mahrum kaldık. Daha derinlere sondaj yapar hale geldik. Yeraltı sularımızın korunup kollanmasında maalesef kontrol yoktur. Özellikle sanayi tesislerinin atık kirli sularının yeraltı sularını kirlettiğini biliyoruz. Maalesef Bursa ovasında yeraltı sularının kirliliğinin önlenmesine yönelik hiçbir kontrol mekanizması yoktur.  Biz Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bu konunun üzerine çok daha fazla eğilerek, yeraltı su kaynaklarımıza sahip çıkmaya çalışacağız.”

Master plan hazırlanmalı

Peki, Bursa’nın jeotermal su kaynakları ne durumda?

“Türkiye’de 2008 yılına kadar jeotermal su kaynaklarıyla ilgili bir kanunumuz yoktu. Jeotermal kaynaklarımızı; sağlıkla, çevre ile ilgili birkaç kanundan faydalanarak disiplin altına almaya çalışıyorduk. Dünyanın çok önem vererek faydalandıkları jeotermal kaynaklardan biz yeterince faydalanamadık. 2008 yılında ‘5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu’ ve yönetmelikler çıkarıldı. Hâlâ jeotermal kaynaklarımızla ilgili sistem tam olarak oturtulmuş değil. Bugünlerde ‘Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu’nda değişiklik yapılması ile ilgili çalışmalar devam etmekte. Bursa jeotermal kaynaklar açısından çok zengin bir ilimiz olmasına rağmen, bu kaynaklardan yeterince yararlanamamaktadır. Nedeni ise bugüne kadar hazırlanmış bir jeotermal master planınolmamasıdır.Bursa’nın jeotermal kaynakları,büyükşehir kapsamında bir bütün olarak masaya yatırılarak değerlendirilmelidir. İlçe ilçe, kaynak kaynakolarak bu işin değerlendirmesi, tıpkı depremsellikte olduğu gibi yanlış bir planlama ve uygulama olur.Mutlaka yapılması gereken Bursa’nın jeotermal potansiyeli bir bütün olarak ele alınıp Bursa’nın jeotermal anayasasının belirlenmesidir.

SONDAJLAR YANLIŞ YAPILDI

Bursa’nın jeotermal konusundaki tecrübesi, Türkiye’deki birçok ilden daha fazladır. Tecrübe, yaptığımız birçok yanlış ve doğruların bileşkesinden oluşmaktadır. Uludağ Yolu’nda veKültürpark içinde jeotermal kaynak için yapılan sondajlar yanlış yapıldı. Bu sondajlar, Bursa’nın doğal yol ile oluşan jeotermal su kaynaklarına zarar verdi. Eskiden kaplıca kenti olarak bilinen Bursa’da, maalesef bilinçsizce yapılan bu sondajlar Bursa’nın jeotermal kimliğine zarar vermiştir.

17 KAYNAK TESPİT ETTİM

Dağ bölgesinde 17 adet koordinatları, ısısı, debisini tespit ettiğim jeotermal kaynak var. Trilyonlarca para harcayarak Dağyenice’de yeniden jeotermal bir bölge oluşturmak yerine, Dağ bölgesinde tespit edilmiş bu jeotermal kaynaklar değerlendirilmelidir. Jeotermal yatırımın buraya yapılması halinde bölgenin sosyal durumuna da neşter vurmuş olur. Böylelikle nüfusu 100 binin üzerindeki Dağ bölgesindeki insanın Bursa’ya göç ederek kentte birçok sosyal sıkıntıya sebep olmaları önlenmiş olur.

FAY HATLARININ LÜTFU

Biz jeoloji mühendisleri olarak 17 Ağustos’larda hep Bursa’nın merkezinden geçen üç fay hattını hatırlatırız. Bu üç fay hattı depremsellik anlamında tedbir alınmazsa felaket olarak düşünülebilir, olumsuz bir olgudur. Ancak konuya jeotermallik açısından bakıldığında doğanın Bursa’ya bir lütfudur. Bursa, lütuftan faydalanmanın yollarını aramalıdır.Bursa’da geçtiğimiz yıllarda Kültürpark, Hüdavendigar Parkı ve Uludağ Yolu’nda yapılan jeotermal sondajlar yanlıştı. Kütahya’da Maden Tetkik Arama’nın yaptığı 2500 metre sondajla 180 santigrat derecede, Simav’da 1000 metre derinlikte 140-150 santigrat derecede su çıktığını biliyoruz. Jeotermalden enerji üretilebilecek şekilde Bursa’da 1000-1500 metre sondajlar yapılabilir. Bursa’da Hüdavendigar Parkı’nda jeotermal kaynak elde etmek için 1200 metre hedeflenip de 1077 metrede bırakılan sondaj bilimsel temeli olmayan bir sondajdı. Orada yapılan sondajda; atıyorum 400 metreye indiklerinde su bulduk dediler. 900 metreye indiklerinde maden suyu bulduk dediler. Bu palamuta giderken hamsiye razı olmak gibi bir durumdu. Yani jeotermal kaynak suyu ararken soğuk su, maden suyu buldular. O sırada bununla öğünen bir idare vardı.”

Dağyeniceütopik bir proje 

Jeotermal kaynaklar iyi değerlendirilebiliyor mu?

“Maalesef Bursa jeotermal potansiyeli çok fazla olanama sondaj yapıp bu jeotermal potansiyeli değerlendiren bir il konumunda değildir.Dağyenice gibi ütopik hayali projeleri bir tarafa bırakıp, kaynağı, ısısı, debisi tespit edilmiş yerlerde sondajlar yaparak, jeotermal kaynaklar değerlendirilmelidir.Bursa’da yeri belirlenen kaynak sayısı 100’ün üzerindedir. Mevcut kaynaklara zarar vermeden yapılacak bilimsel çalışmalardan sonra yapılacak derin sondajlarla çıkarılacak bu jeotermal kaynaklardan zaman geçirilmeden faydalanma yolları aranmalıdır. Bursa Büyükşehir Belediyesi bir yere el atmış durumda. Nokta nokta değerlendirme yerine bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi halinde buralar Avrupa’nın merkezi olur. Bursa’nın yeraltı suları, jeotermal kaynak suları ve yüzey suları çok yönlü olarak masaya yatırmalı ve bir master planlamasının yapılması gerekir. Bu planlama yapılırken de ilgili tüm kurum ve kuruluşlar bu çalışmanın içinde olmalıdır.”