Büşra EKİM
İpek yolu, dünyanın en önemli ekonomik güzergahı. Tarih boyunca genelde bütün ticaret, bilim, ilim, hastalık olayları genelde bu yol üzerinde yaşanmış. Hemen hemen dünyanın bel kemiği olmuş ve ülkeler bu yolu ele geçirmek için savaşmışlar. Bilgin Yolu ve Türk Yolu diye de bilinir. Genelde de Türklerin elinde olmuştur bu yol ve bilhassa Çin ile çok savaşlar olmuş bu uğurda. Günümüzde de yine İpek Yolunun aktif hale gelmesi için uğraşılmakta. Çin'den çıkan bir yük treni normalde kırk günde Avrupa'ya ulaşır. Bu yolun on iki güne inmesi için çalışılıyor

Yalın çalışmalara büyük ödül Yalın çalışmalara büyük ödül

OSMANLI DÖNEMİNDE İPEK
"Önceleri biz ipeği İran'dan almışız. İran savaşları sırasında, ekonomik nedenlerden dolayı İran 'dan koza ve ipek alımı durmuş. Bursa'da bu dönemde kozacılık için teşvikler oluşmaya başlamış. Her ambargodan bir fırsat doğduğu gibi bu başlagıçla da dünyada isim yapan koza ve ipek üreticisi olmuşuz. 16. ve 17. yüzyıllar ise en geliştiği dönemdir. Tabi dokumacılık zaten elimizde vardı, koza üretimine sonradan başlıyoruz ve dünya markası oluyoruz. Dokumada ün yapıyoruz, Avrupa'da ihtişamlı kişiler Bursa kumaşını tercih etmişler. Kaftan desenleri yüzlerce yıl bozulmadan kalabiliyor. Desenlerimiz dünyaya nam salmış."

BURSA VE İPEK
"Bursa'da iki binden fazla tezgahta dokuma yapılmış 17. yüzyıllarda. Anadolu'da Sivas bölgesi bir vergilendirme dönemi olmuş. O dönemde, Sivas'ta ipekten alınan verginin Fransa bütçesinden fazla olduğunu okumuştum. Günümüzde ise ipekçilik tamamen bitmiş durumda. En son seksen ton civarında bir koza elde ettik, birkaç sene önce. Şimdilerde yeniden bir istek olsa da bu seferde çevresel sorunlardan dolayı verim düşüyor. Devletin verdiği bir teşvik söz konusu oysa. Kozabirlik, bu konunun muhatap kurumu."

MERİNOS İPEK MÜZESİ
"Mehmet Solukçu'dan kalma sekiz adet çalışır halde makineyi, bütün aksamlarıyla oğlundan alıp Merinos Müzesine hediye ettim. Tophane, Sur Sokak'ta otuz yıl çalışmadan kalmış makineler. Olduğu gibi zamanı kilitlemişler yani oraya. Böylece, Merinos Tekstil Müzesi içinde bir de İpek Müzesi kurmuş ve Bursa'ya hediye etmiş oldum. Müze olmasının yanında aslında bir atölye düzeni var orada. (Çözgü çözme makinesi, çile makinesi, tabel, masura, dokuma) Çünkü eskiden böyle beş tezgahı olan her atölyenin önünde bir Mercedes olurdu. Ve 2012 yılında bu müze kurulana kadar da Bursa'da ipek adına, böyle somut bir çalışma yoktu. Şu an belediyenin kurmuş olduğu Umurbey El Dokuma Atölyesi var. Halı ve el dokuması yapıyorlar. Bir de Soğanlı'da Osman ağabeyimiz var. Onu söylemeden geçemem."


 

GELECEĞIN YÜKSELEN YILDIZI ÖZBEKISTAN OLACAK
Özbekistan'da, beş saat yol gidiyorsunuz her yer dut ağacı. Çok bakımlı, düzenli bir halde hem de. Özbekistan'da bir bakanla görüşmüştüm, bu konuda çok ta azimliler. Hatta Çin'i bile geçebilir gelecek yıllarda. Çin'de ipeğe ilgi azalıyor. 


 

KASIM UZUNÖZ
28 yıllık tekstil eğitimcisiyim, aynı zamanda kitaplar yazdım kumaş ve tasarım üzerine.  İkisi devlet kitabıdır. İpekle ilgili çalışma yapanlara destek oluyorum. Yakın zamanda çocuk ve yetişkinler için ufak çapta tezgah geliştirdim ve patentini aldım. El sanatları festivallerinde ipek ve dokumayı insanlara tanıtmaya çalışıyorum. Bir kozaya ve ipeğe dokunmak insanların hoşuna gidiyor. Çocuklar ve yetişkinlerin ilgisi çok daha büyük. Ama gençlerin ilgisi pek yok. Bursa'da ellili yaşların üzerinde pek çok kişinin, ipekle bir hikayesi vardır. 
İpekle ilgili çalışmalarıma başlayalı on beş yıl oldu. İpekle ilgili ciddi çalışmalar olmadığı için, ben bunu kendime görev edindim. İki tane kara tezgahla, ipek fular dokumak için başladım. Amacım yurtdışına giderken ya da gelen misafirlere kendi dokumamızı hediye etmek ve Bursa ipeğini tanıtmaktı. Daha da geliştirmek için destek görmek isterdim. Çünkü bu iş oldukça pahalı. Şu an ipliğin kilosu dokuzyüz lira civarında. Bunu özellikle söylüyorum; şu an bu işi en kaliteli şekilde üreten benim. Keşke başkalarının yaptığını da görsem ve ipeğin geleceği adına mutlu olsam. Ben şu an İngilizlere dokumalarımı veriyorum ve onlar bunun kıymetini çok iyi biliyorlar. Bursa'da dokunmuş olması da ayrıca onlar için çok kıymetli çünkü Bursa ipeğin kalbi. Keşke biz de fabrikamızın dokusunu bozmadan, senede bir gün olsa da yaşatsaydık. Keşke İpek fabrikası bu şekilde kalsaydı ve tarihimize sahip çıkmış olsaydık. İngiltere bunu yapıyor ve senede birkaç gün insanlara çalışır halde sunuyor fabrikaları. Oteli her yere yaparız ama ipek bizim değerimiz. Her şeyiyle korunmalıydı. Bizim dokuduğumuz kumaşlar Avrupa'da çok büyük etkiler bırakmıştır. Ben İngiltere'deki müzelerden, bizim dokuduğumuz kumaşları test çalışmasında kullanabilmek için para ödedim. Çok acı. " Ama benim pes etmeye niyetim yok. Direnmeye ve ipeği tanıtmaya kararlıyım.  Bu işi yaptığım için Kültür Bakanlığı bana; Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak sanatçı unvanı verdi"

...

Kasım Hoca halen Tophane'de tekstil hocalığı yapıyor. Bursa'nın isim yapmış pek çok desinatörünün hocası. İpek Yolu, ipek, dokuma alanlarında sayısız seminerler vermiş. Şehrinin en köklü değerini yaşatma adına, bireysel bir mücadele veriyor. İpek, hafife alınacak bir değer değil. Şehrin göbeğindeki, Kozahan'ın bile asıl işlevinin unutulduğu günümüzde tek başına ipek dokuyor. Özel çocukların eğitim gördüğü İş Okullarına dokuma tezgahları kuruyor. Ve tüm bunları kendi imkanlarıyla yapıyor. O, bir Bursa değerini yaşatan bir Bursa değeri... 
Her ne kadar kendisi üzerinde durmasa da Bursa'ya böyle büyük hizmetleri olan Kasım Hocanın, İpek Müzesinde doğru düzgün ismi bile yok. 
Mudanya'da evinde hala çalıştığı bir tezgahı var. "Ben el dokumalarımda, jakar makinesi de kullanarak desenli dokuma yapıyorum. Çin temani, karanfil ve kültürel desenler kullanıyorum."diyor. Bursa'da ipek söz konusu olduğunda, kaynak kişi niteliğinde. 
İpeğin geleceğinden endişeli, "parası olmayan mesleğin çırağı olmaz" diyor. Şimdiye kadar on binin üzerinde tasarımı dokunmuş... İşini en güzel şekilde yapan insanların iç rahatlığıyla söylüyor;
"Çok kumaşım dokundu..."