Özlem ATAÇ
Bursa sanayi şehri kimliğiyle öne çıksa da verimli topraklarıyla aynı zamanda bir tarım şehri… Çiftçiler planlı şekilde destekleniyor ancak çiftçi bu desteğin yeterli olmadığından şikayetçi… Devletten dönüm başına 18 lira alan çiftçinin asıl istediği para desteği değil, mazot, ilaç ve gübre fiyatlarında indirim… Aksungur Tarımsal Kooperatif Başkanı ve aynı zamanda çiftçilik yapan Sinan Kaya, çiftçinin yeterli desteği alamadığını ve bunun da tarıma ve dolayısıyla çiftçiye büyük zarar verdiğini belirterek, “Bursa çiftçisi ilgi alaka bekliyor. Kaliteli, sağlıklı ürünler üretiyoruz ama ürettiklerimizin ve maliyetlerimizin karşılığını alamıyoruz. Bu yüzden insanlar kazanamadığı için, istediği geliri elde edemediği için arazisini satıyor. Son olarak şunu söylüyorum Bursa Ovası’na ve çiftçisine sahip çıkılsın” dedi. 

ÜRÜN BAZLI DESTEK VERİLSİN
Hükümet desteklerinin daha çok Doğu ve Güneydoğu illeriyle sınırlı olduğuna değinen Sinan Kaya, “Yani Batı’da bu destek yok. Bursa sanayi şehri olarak kalkındığı için Bursa’da tarıma destek yok. Bunun yanında Kütahya kalkınmada öncelikli il. Orhaneli, Keles ve Büyükorhan’ın tarlaları Kütahya’nın Tavşanlı Domaniç ilçelerindeki tarlalarla yan yana ama Kütahya destek alıyor, Büyükorhan ve Keles destek alamıyor. Neden? Çünkü kalkınmış bir şehir olan Bursa’ya bağlı olduğu için. Biz kooperatif olarak her zaman şunu önerdik; ürünsel bazlı destek verin, havza bazlı üretim yapılsın. Mesela pamuk nerede yetişiyor Çukurova’da, orada yetişsin başka yerde yetişmesin. Şeftali nerede Bursa’da, fındık nerede Karadeniz’de bunlar için destek verilsin. Yani Karadeniz’in dışında fındık üretene destek verilmesin. Kaliteli ürün neredeyse orada yetişsin her yere yayılmasın. Şeftali her yerde yetişiyor ama Bursa’daki lezzeti ve kaliteyi yakalayamazsınız orada” diye konuştu. 

EN FAZLA KATKI OSMANGAZİ’DEN
Osmangazi çiftçisinin ülkeye en fazla ekonomik katkı sağlayan durumda olduğunu söyleyen Kaya, “Ben Osmangazi’de oturuyorum, Osmangazi çiftçisi bu ülkeye en fazla ekonomik katkı sağlayan çiftçidir. Siyah incirde 26 köyümüzde geçen yıl 40 milyon doların üzerinde ihracat yaptık. Bunun yanında zeytinimiz, deveci armudumuz ve Çağrışan karası üzümümüz var. Bunlar endemik ürünler yani deveci armudu sadece Bursa’ya has. İlçe olarak 100 milyon dolarlık ihracat girdisi sağlıyoruz ama bunun yanında destek alamıyoruz” şeklinde konuştu. 

Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu

BATI’DAKİ ÇİFTÇİ ÜVEY EVLAT MI?
Devletin yıllık 5 dönüm zeytine verdiği desteğin 90 lira olduğunu söyleyen Aksungur Tarımsal Kooperatif Başkanı Sinan Kaya, “90 liranın 13 lirasını Tarım İl Müdürlüğü’ne değerli evrak parası olarak veriyorum, 38 lirasını da Ziraat Odası’na veriyorum. Bana kalıyor 40 lira para. Çocuğunuzla bir yere yemek yemeğe gitseniz 40 lira yetmez. Biz KDV’si yüksek ürünlerde bölgesel ve ürün bazlı destek istiyoruz. Bana Ziraat Odası veya Tarım İl Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi gelsin, ben deveci armut olarak 100 dönümlük yerde çalışıyorum. Bunun yanında zeytin, şeftali, elma ve incir var. Desin ki bu adam 150 dönümlük yerde çalışıyor bunun sürmesi, sulaması ve ilaçlaması yılda bir ton mazot harcıyor. Bu bir tonu 6 liradan değil de 2 liradan olsun, 4 lira kâr olsun üretime destek sağlansın. İlaçlar yüzde 50 destekli olsun. Biz kalkıp da milyon dolarlık hibe istemiyoruz. Girdilerimiz azalsın istiyoruz. Dünyanın tükettiği siyah incirin yüzde 90’ı Bursa’da yetişiyor, bu pazar bizim elimizde” dedi. 

ARACIYI ORTADAN KALDIRMAZSAK
“Batı’daki çiftçi üvey evlat muamelesi görüyor” diyen Kaya, şöyle devam etti: “Siz zaten kalkınmışsınız başınızın çaresine bakın deniliyor. Üretici de mağdur tüketici de… Benden 2 liradan çıkan deveci rafta 9 lira. Bakıyoruz 2 lira beni kurtarıyor mu hayır, vatandaş da armut yiyecek kilosu 9 lira. Asgari ücretle geçinen birisi deveci armudu nasıl alsın? Zaten büyük bir tanesi bir kiloya denk geliyor. Biz Kooperatifler Birliği olarak perakende şubeler açtık, kendi ürettiklerimizi Bursa’nın belli bölgelerinde kendimiz satacağız daha uygun fiyatlara. En azından aracıyı ortadan kaldırmış olacağız, halka daha ucuza ulaştırmaya çalışacağız. Ama burada vatandaşlarımızın da bize destek olması gerekiyor. Hem üreten kazanacak hem de tüketen daha ucuza alacak.”

SAHTE ÜRÜNLERE DİKKAT!
Piyasada sahte ürünlerin satıldığını söyleyen Sinan Kaya, “Bir arkadaşım aradı zeytinyağı var mı dedi. Var kilosu 25 lira dedim, organik kendimizin hazırladığı zeytinyağı… O da burada 13 liraya veriyorlar dedi. 13 liraya zeytinyağı olmaz. Bugün yağlık zeytinin kilosu zaten 4 lira. En az 5 kilo zeytinden 4 kilo yağ çıkıyor, bu da 20 lira yapar. 2 lira da sıkmak için para veriliyor. 22 buçuk lira da maliyeti yapıyor. 25 lira olan bir ürünü 13 lira fiyat veriliyorsa bu ürün sahtedir. Kanola yağın içine zeytinyağı esansı sıkarak zeytinyağı diye satıyorlar. Biz bunlara kendi gözümüzle şahit olduk” diye konuştu.