ONKODAY'dan serviks tartışmalarına son nokta ONKODAY'dan serviks tartışmalarına son nokta
Evlilik, birey olma özelliklerini kazanmış, hem kendine hem de eşine değer veren, saygı duyan kişilerin birlikte yaşamıdır. Evlilikte güç mücadelesine girmenin ilişkileri sağlıksız hale getireceğini ifade eden Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, “Savaşın kazananı olmaz, sadece daha çok kaybedeni ve zarar göreni vardır. Nikâh anında akıldan geçen ‘Ayağına basayım, evde sözüm geçsin’ inanışı evlilik sürecinde gizliden gizliye kendini sürdürebiliyor. Evde son sözü kimin söyleyeceğine dair çatışmalar ise güç savaşlarının temelini oluşturuyor. Güç savaşı ekonomik gücün veya sosyal statünün ast-üst ilişkisi şeklinde evliliğe yansıtılması, unvanların, kazanç oranlarının kıyaslanması, birtakım kararlar alınırken sıfatların öne sürülerek (örneğin, ben para kazanıyorum, nereye gidileceğine ben karar veririm.) yaptırımda bulunmaya çalışılması ile karakterize bir durumdur. Yine güç savaşlarında eşlerden biri bir diğerinin seçimlerini, yaşantısını, bakış açısını, tarzını beğenmeyerek değiştirme girişiminde bulunabilir” dedi. Son yıllarda evlilik sorunlarının en başında gelen güç savaşı boşanmalardaki temel sebeplerden biri olduğunu söyleyen Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, “Kadının güçlenmesi ve ekonomik ve eğitim anlamında kendini geliştirmesi ile yıllardır baskın olmaya alışmış erkekler pasif kalmak zorunda kalan kadınlar ile karşı karşıya kalmıştır. İki tarafın da sınırları bilemeyip güç dengesini ve eşitliğini sağlayamamaları ilişkilerde güç mücadelesini, çatışmaları ortaya çıkarmıştır” ifadesini kullandı.
 
GÜÇSÜZ OLANIN EZİLDİĞİNİ GÖZLEMLEMİŞSE…
Büyüme tarzı ve maruz kalınan rol model tutumlarının bireylerin güç mücadelesine girmesinde etkili olduğunu ifade eden Psikolojik Danışman Baygül, “Çocukluk dönemindeki aile yaşantısı, anne baba birlikteliği ve zihne yerleşen birtakım yanlış düşünce tarzları evlilikteki güç savaşını başlatabilir. Şöyle ki annesi babası tarafından ezilen bir birey ‘Annem suskun biriydi ve ezildi, eğer sesimi çıkarmazsam ezilirim’ şeklinde düşünüp her duruma müdahale etmeye söz hakkını kendinde sonlandırmaya çalışabilir. Yine annesi tarafından ‘Oğlum/kızım sözünüze kimseyi karıştırmayın, her şeyi yaptırın’ diye telkinle yetiştirilen bireyler otoriter ve kontrolcü olmaya çalışacak böyle mutlu olacaklarını düşünebilirler. Ya da ‘Babam gibi iradesiz ve zayıf olmayacağım. Gerçek erkek dediğin evde her dediği olandır’ inanışı olan bir kişi sadece kendi taleplerini yerine getirecek ve kendi istekleri dışındaki şeylere hayır diyen birisi olacaktır. Diğer bir yandan çevreleriyle olan ilişkilerinde güç ile istediklerini elde etmeyi öğrenmişlerse ya da güçsüz olanın ezildiğini gözlemlemişlerse güç mücadelesi konusunda daha hassas olacaklardır” diye konuştu. (İHA)