Seslendirdiği eserler ve güzel sesiyle Konyalıların gönlünde taht kuran genç ses sanatçısı Eda Oprukçu, “Özüm, her şeyim Konya. Duyuyorum ki bazı belediyeler festivallere hep dışarıdan sanatçılar çağırıyor” diyerek, durumun kendisini üzdüğünü kaydetti.
Haber Giriş Tarihi: 12.03.2020 08:17
Haber Güncellenme Tarihi: 12.03.2020 08:17
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Ufuk IRGAŞ
Bir Derneğin geleneksel buluşmalarına katılmak için gittiğimiz İstanbul’da Konyalı genç ses sanatçısı Eda Oprukçu, nam-ı diğer Konyalı Eda ile bir söyleşide bulunduk. Sanatçı gazetemize yaptığı özel açıklamalarda, “Ben bu toprakların evladıyım. Özüm, her şeyim Konya. Duyuyorum, dikkat ediyorum bazı belediyeler festivallere hep dışarıdan sanatçılar çağırıyor. Hatta bunlara korkunç paralar veriyor. Birçok Konyalı sanatçı var. Bu sanatçılara vefasızlık yapılıyor. Azıcık vefa bekliyorum” ifadelerini kullandı.
HALK MÜZİĞİ ÖMÜRLÜKTÜR
“Peki, neden Türk Halk Müziği’ni seçtiniz?” şeklindeki sorumuza sanatçı şöyle cevap verdi: “Türk Halk Müziği’ni çok seviyorum çünkü bizim özümüz bu. Ben Anadolu’nun bağrından çıkmış biriyim. Dolayısıyla Türk Halk Müziği demek, Anadolu demektir. Halk Müziği, hiçbir zaman için geçerliliğini kaybetmez, eskimez. Yıllar önce bestelenip, söylenen bir halk müziği eseri, bugün de aynı keyifle, aynı huzurla dinlenir. Türk Halk Müziği’nin ömrü bir yıllık değildir. Ömürlüktür. Onun içindir ki ben özümü tercih ettim. Konyalı Eda Oprukcu bir Anadolu kızıdır. İstanbul gibi metropol, karışık bir şehirde ‘Anadolu kızı’ hüviyetinizi hep korudunuz mu? Kesinlikle. Konyalılığımı, Anadolu’nun temiz, saf ruhunu hep muhafaza etmişimdir. Zaten gittiğim her ortamda hemen hemen herkes bana ya Anadolu kızı der ya da Yörük kızı.”
MEMLEKET BURNUMDA TÜTÜYOR
“Bugün hayatınızı İstanbul’da devam ettiriyorsunuz. Doğduğunuz Konya’ya bir özlem duyuyor musunuz?” diye sorduğumuzda genç sanatçı, “En can alıcı noktaya temas ettiniz. İstanbul’un trafiğinden, yoğunluğundan bıktım. Konya benim memleketim. Doğup büyüdüğüm yerler. İnsan tabi ki de özler. 20 senedir İstanbul’da da olsak Konya her zaman burnumuzda tütüyor. Her sene yaz ayının gelmesini iple çeker, Ereğli’ye gitmenin çarelerini ararız. Keşke imkânlar elverse de bugün Konya’da yaşasaydık” şeklinde cevap verdi.
Eda Oprukçu kimdir?
Konya’nın Ereğli ilçesinde dünyaya gelen Eda Oprukçu İstanbul’da ikamet ediyor. Eğitim aldığı üniversitenin Maliye bölümünden mezun olan sanatçı, bir vesileyle müzik hayatına başlamış. Konyalı Eda adıyla Vatan TV’de program yapan sanatçıyı isterseniz kendi ağzından tanıyalım: "Ben Anadolu’nun bağrından kopmuş biriyim. Yaklaşık 10 yıldır Türk Halk Müziği seslendirmekteyim. Zamanında Ereğli’den ilkokul 3. sınıfın ardından ailecek ayrıldık. Eskiler bilir, bir zamanlar bir tabir vardı; ‘İstanbul’un taşı toprağı altındır’ diye. Biz de ailecek bu tabire kanıp, ‘acaba gerçek midir’ diye kendimize sorup, ‘bir gidelim İstanbul’a dedik. Çocukluk aklı işte; İstanbul’a ilk ayak bastığımda hemen toprağını avuçlayıp, ‘acaba altın mı?’ diye bakmıştım. Sonrasında tabii babama, ‘baba bizi kandırmışlar, hiç de altın filan değil’ demiştim. O günden bugüne yaklaşık 20 yıldan bu yana İstanbul da yaşıyoruz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
agazete
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Biraz vefa
Seslendirdiği eserler ve güzel sesiyle Konyalıların gönlünde taht kuran genç ses sanatçısı Eda Oprukçu, “Özüm, her şeyim Konya. Duyuyorum ki bazı belediyeler festivallere hep dışarıdan sanatçılar çağırıyor” diyerek, durumun kendisini üzdüğünü kaydetti.
Ufuk IRGAŞ
Bir Derneğin geleneksel buluşmalarına katılmak için gittiğimiz İstanbul’da Konyalı genç ses sanatçısı Eda Oprukçu, nam-ı diğer Konyalı Eda ile bir söyleşide bulunduk. Sanatçı gazetemize yaptığı özel açıklamalarda, “Ben bu toprakların evladıyım. Özüm, her şeyim Konya. Duyuyorum, dikkat ediyorum bazı belediyeler festivallere hep dışarıdan sanatçılar çağırıyor. Hatta bunlara korkunç paralar veriyor. Birçok Konyalı sanatçı var. Bu sanatçılara vefasızlık yapılıyor. Azıcık vefa bekliyorum” ifadelerini kullandı.
HALK MÜZİĞİ ÖMÜRLÜKTÜR
“Peki, neden Türk Halk Müziği’ni seçtiniz?” şeklindeki sorumuza sanatçı şöyle cevap verdi: “Türk Halk Müziği’ni çok seviyorum çünkü bizim özümüz bu. Ben Anadolu’nun bağrından çıkmış biriyim. Dolayısıyla Türk Halk Müziği demek, Anadolu demektir. Halk Müziği, hiçbir zaman için geçerliliğini kaybetmez, eskimez. Yıllar önce bestelenip, söylenen bir halk müziği eseri, bugün de aynı keyifle, aynı huzurla dinlenir. Türk Halk Müziği’nin ömrü bir yıllık değildir. Ömürlüktür. Onun içindir ki ben özümü tercih ettim. Konyalı Eda Oprukcu bir Anadolu kızıdır. İstanbul gibi metropol, karışık bir şehirde ‘Anadolu kızı’ hüviyetinizi hep korudunuz mu? Kesinlikle. Konyalılığımı, Anadolu’nun temiz, saf ruhunu hep muhafaza etmişimdir. Zaten gittiğim her ortamda hemen hemen herkes bana ya Anadolu kızı der ya da Yörük kızı.”
MEMLEKET BURNUMDA TÜTÜYOR
“Bugün hayatınızı İstanbul’da devam ettiriyorsunuz. Doğduğunuz Konya’ya bir özlem duyuyor musunuz?” diye sorduğumuzda genç sanatçı, “En can alıcı noktaya temas ettiniz. İstanbul’un trafiğinden, yoğunluğundan bıktım. Konya benim memleketim. Doğup büyüdüğüm yerler. İnsan tabi ki de özler. 20 senedir İstanbul’da da olsak Konya her zaman burnumuzda tütüyor. Her sene yaz ayının gelmesini iple çeker, Ereğli’ye gitmenin çarelerini ararız. Keşke imkânlar elverse de bugün Konya’da yaşasaydık” şeklinde cevap verdi.
Eda Oprukçu kimdir?
Konya’nın Ereğli ilçesinde dünyaya gelen Eda Oprukçu İstanbul’da ikamet ediyor. Eğitim aldığı üniversitenin Maliye bölümünden mezun olan sanatçı, bir vesileyle müzik hayatına başlamış. Konyalı Eda adıyla Vatan TV’de program yapan sanatçıyı isterseniz kendi ağzından tanıyalım: "Ben Anadolu’nun bağrından kopmuş biriyim. Yaklaşık 10 yıldır Türk Halk Müziği seslendirmekteyim. Zamanında Ereğli’den ilkokul 3. sınıfın ardından ailecek ayrıldık. Eskiler bilir, bir zamanlar bir tabir vardı; ‘İstanbul’un taşı toprağı altındır’ diye. Biz de ailecek bu tabire kanıp, ‘acaba gerçek midir’ diye kendimize sorup, ‘bir gidelim İstanbul’a dedik. Çocukluk aklı işte; İstanbul’a ilk ayak bastığımda hemen toprağını avuçlayıp, ‘acaba altın mı?’ diye bakmıştım. Sonrasında tabii babama, ‘baba bizi kandırmışlar, hiç de altın filan değil’ demiştim. O günden bugüne yaklaşık 20 yıldan bu yana İstanbul da yaşıyoruz."
En Çok Okunan Haberler