Sevinç ÇELEBİ

Necla Kaşık gencecik, hayat dolu ve mesleğine aşık bir öğretmen. Toplumsal değişme ve gelişme nitelikli yetişmiş insan gücüne bağlı olduğuna inanan Nitelikli insan yetiştirmek için en etkili yol eğitimden ve de empatiden geçer düşüncesine hakimdir… En çok isteği engelleri kaldırmaktır. Bu duygu yoğunluğu içinde Necla Öğretmen'e biz sorduk o da samimiyetle yanıtladı.

 Sevgili Öğretmenim, ne kadar zamandır öğretmenlik yapıyorsunuz?

Sekiz yıldır öğretmenlik yapıyorum. Beş yıl dershanede çalıştım. Üç yıldır da evde eğitim öğretmeni olarak devam etmekteyim.

 Peki, neden evde eğitimi tercih ediyorsunuz?

Özellikle okula gidemediği için bir çok çocuğumuz eğitimden mahrum kalıyor. Bu konudaki hassasiyetim ve katkıda bulunma isteğim beni evde eğitim öğretmenliğine yönlendirdi.

Öğretmenliğin yanı sıra sizi farklı projelerin içerisinde yer aldığınızı görüyorum. Bu projelerden bahseder misiniz?

Gönül Elçileri projesinde, Lösev’de, Engelliler Meclisi’nde gönüllüyüm. Gönül Elçileri projesinde desteğe ihtiyacı olan çocuklarımız için çalışmalarda yer alıyoruz. Ayrıca Lösev’de bir yıl gönüllü eğitmen olarak çocuklarımızın eğitimlerine de katkıda bulunmaya çalıştım. Engelliler Meclisi üyelerimizin elimden geldiğince yanında olmaya çalışıyorum. Belli aralıklarla huzurevine, büyüklerimizi ziyarete gidiyorum. Ayrıca bireysel olarak da ihtiyaç sahibi çocuklarımıza gönüllü öğretmenlik, ablalık yapıyorum.

 İlk engellilere duyarlı oluşunuzu nasıl fark ettiniz?

Aslında her zaman her konuda aşırı hassas davranan bir insanım. İlk defa fark etmek demeyelim de, ilk bir engelli ile karşılaşmam ve tepki diyelim… Kısaca bahsetmek isterim. İlk okula giderken sınıfımıza kaynaştırma öğrenci geldi. Oturmaya yer olmadığı için onu tabure verdiler. Sınıftan bir arkadaş “Ben oturacağım” diyerek elinden aldı. O kişiyle kavga ederek, tabureyi alıp sınıfımıza yeni gelen arkadaşa vermiştim. O arkadaş ile ilk defa karşılaşmıştık. Gönül bağı kurmak için az ve etkili zamanda yeterli olabiliyor ve de hiçbir engel tanımıyor.

Önce düşüncede engeller kalkmalı

Bazı insanlar engellilere yardım emek istiyor. Fakat bunu gerçekleştiremiyor. Neden? Onların düşüncelerini gerçekleştirmesini nasıl sağlayabiliriz?

İnsanoğlu bilmediğinden korkar, yapmadığından çekinir. İnsanlarımız da öyle. Bireysel olarak hareket edebilen çok az insan var. Gönüllü olan herkes, bu güzel düşüncelere sahip insanlarımızın elinden tutup engellilerle bir araya gelmesini sağlayacak, sağlıyor, sağlamalı. Aslında her konuda önce düşüncelerimizdeki engelleri aşmalıyız insan olarak.

Engelli öğrencilerinize yönelik etkilenerek yaptığınız çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Şu anda eğitim vermekte olduğum öğrencimin özellikle ince motor kaslarının çalışmasına yönelik etkinlikler yapıyorum. İp sarma-germe-sıvı boya çalışmaları, kumda yazı yazma gibi. Bunların hemen hemen hepsini ellerinden tutarak yaptırıyorum. Bunlardan beni en çok etkileyen hiç resim çizmemiş bir çocuğunuza elinden tutarak hayallerini resmetmek oldu.

Engelliler camiasında sizi rahatsız eden herhangi bir şey var mı?

Evet, iki şey var. Birincisi, engelli olmayanların bir kısmı. Bu kişiler maalesef kendi çıkarlarını düşünüp diğer insanları yok sayıyorlar. İkincisi, engellilerin bir kısmı. Onlarda maalesef kendilerini toplumdan soyutluyorlar.

Gözlerdeki ışıltı size yeter

 Engelliler camiasında sizi mutlu eden şeyler neler?

Beni sevip aralarına aldıklarında karşılıksız, candan sevmeleri. O gözlerindeki ışıltı. (Hiçbir down sendromlu çocuğumuz gözlerinizin içine bakıp ‘seni seviyorum’ diyerek sarıldı mı?) Engelli camiasının büyükleri beni “Öğretmen kızımız”, küçükler “Öğretmen ablamız”, diye karşılıyor. Anne ya da bir tanem diye karşılayanlarda var. Fırsat buldukça ararlar. Onlarla iken aslında mutlu olacak çok sebep var.

 Sizce engelliler için neler yapılmalı?

Sevin, onlara anlamaya çalışın yeter. Gerisi gönüllülük esasına bağlı olarak çorap söküğü gibi gelecektir diye düşünüyorum. Engelli bireylerimiz özellikle bu konu hakkında benimle çok konuştular.

 Engellilerin içinde bir kişi olarak sizce engelliler ne istiyor?

Öncelikle toplumda kabul gören, saygı ve sevgi gösterilen bireyler olmak istiyorlar. Ellerinden tutmamızı istiyorlar. Onları yalnızlığa iten, yadırgayan, onlara acınası gözlerle bakanlardan uzak durmak istiyorlar. Yani onları her anlamda var saymamızı istiyorlar.

 Toplum engellilerden ne istiyor?

Maalesef ki toplumun bir kısmı, gücü yetmeyenlerden maaşını, alacaklarını, okuma hakkını elinden almayı, ulaşım hakkını elinden olmayı istiyor. Diğer kısmı, kaynaşmak, okutmak, haklarını korumak yardımcı olmak istiyor. Her insan önce bir düşünmeli… Kendini sorgulamalı. Ya sen ne istiyorsun? Toplumun hangi kesimindensin? Gücü yetmeyenleri koruyan mı, görmezden gelen mi? Sınıflardaki kaynaştırma çocukları göndermeye çalışan veli ve öğretmeni mi, yoksa çocuklarımıza farklı olunabileceği fakat böylede sevgiyle zorlukların bir kısmının aşılabileceğin anlatan bir veli veya öğretmen mi? Otobüse binerken uğraştığı ya da engelli kartını kullandı diye kızan mı, yoksa başından sonu her konuda yardımcı olan şoför mü? Sen engelliden ne istiyorsun?

Bir eğitimci, bir insan olarak herkese engelliler için neler söylemek istersiniz?

Öncelikle engelli bireylerimize sesleniyorum. Emin ol bizde mükemmel değiliz. O yüzden kendinde eksiklik hissetme. Düşün, paylaş ve doğru ne ise o şekilde yaşa… Kendini bizlerden soyutlama. Hepimiz bir bütünün parçalarıyız. 

Toplumun diğer kesimine sesleniyorum.

Çocuklarımızı ya da kendimizi koruyacağız diye sakın onların haklarını ellerinden alma. Ayırt etme. Ayırt etmeksizin hepsi bizim çocuklarımız.

Daima bütünleştirici düşünce yapısına sahip olmak, özellikle çocuklarımızın hepsini herhangi bir sınıflama yapmadan sevmek gerektiği kanaatindeyim. Malum “Ağaç yaşken eğilir”.

Aslında bu konu hakkında söylenecek çok söz var. Özellikle

“YARADANI SEV, YARADANDAN ÖTÜRÜ” – AYIRT ETMEKSİZİN – İşte o zaman dünyadaki cenneti bulup yaşıyor olacaksın.