Ve en önemlisi Bursaspor o kentte o günün gündemi olur. Evet önceki gün de oldu. Türk Telekom, Dolmabahçe veya Kadıköy'de değil neredeyse Tekirdağ'a yakın Necmi Kadıoğlu Stadı'nda... 

Osman GÜRÇAY
Bayram ertesi kepenkleri nasıl açacağım diye düşünmeye fırsat kalmadan, Kundakçı’dan ikimize İstanbul’a sefer görev emri çıkardım diye tebligat aldım. Emir demiri keser dedik ve güneşli bir günün sabahında yola çıktık.

Gemlik’e doğru denizi görmeden yağmuru gördük ve ortalık biraz serinler diye sevindik. Adı hani ‘yaz yağmuru’ ya bir iki çisiler geçer diye düşündük. İşte o yağmur bütün gün ve gece bir dakika durmadan biz eşlik etti. 

İstanbul’da bir iki yeri ziyaret ederiz programı, telefon ekranından okuduğumuz İstanbul’da özellikle alt geçitleri su basmış haber ve görüntüleri nedeniyle ertelendi.

Kadıoğlu Stadı amatörler için gerçekten bulunmaz bir nimet ama aması biz mi abarttık bu durumu okur karar versin...

 

Yolculukta yaptığımız beyin fırtınası ve duyguların patlaması…

Timsahlar start verdi Timsahlar start verdi

Bursaspor ile deplasmana çıkmak özel bir duygudur. Gittiği şehre bereket götürür ve taraftarı ile ses getirir. 

Ve en önemlisi Bursaspor o kentte o günün gündemi olur.

Biz İstanbul’a gittiğimizde uğradığımız üç adresimiz vardı. Bunlar Kadıköy’deki Şükrü Saraçoğlu, Beşiktaş’taki Vodafon Arena, Seyrantepe T.T. Arena Statları idi.

Bu üç ev sahibi de bizden çekinirdi. Sadece futbol takımımız ile ilgili değil taraftarlarımız için bile özel önlem alınırdı. 

İki İstanbul seferi daha vardı ama onların oyuncu sayısı, seyirci sayısından fazla olduğundan bize deplasman gibi gelmezdi.

Bu kez gittiğimiz stadın adının Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı olduğunu öğrenince derin bir off çektik ve ‘Ah ulan İstanbul sana böyle gelmek var mıydı?’ diye haykırdım.

Maçın son anlarında ben protokoldeki bir numaralı koltuğa pek de yakıştım gibi sürekli gülümseyerek oturan Poker Face suratlı Mesut Mestan’a tahtalı göndermeler yapıldı ama tebessümü devam etti.

Kundakçı tarih öncesi bilgisiyle Karagümrük’ün stadı İstanbul’un göbeğinde demişti ama navigasyondaki hatun bize cilveli cilveli ‘Beni takip edin gideceğiniz yer Tekirdağ’a varmadan az öncedir’ sesli mesaj atınca hangi ligde oynadığımız ve kiminle oynayacağımız çivi gibi beynimize çakıldı.

İstanbul’u boydan boya geçerek Esenyurt’a vardık. İçimiz kıyıldığından önce bir iki lokma atıştıracağımız bir yere girdik. Çorbamızı içerken de servis yapan arkadaşa Bursa’dan geldiğimizi Necmi Kadıoğlu Stadı nerede diye sorduk. ‘Abi GS akşam yenildi. Bursaspor’da iyi takım siz BJK ya da FB ile mi oynuyorsunuz’ diyerek bıçağı yüreğimize sokmakla kalmadı birde içerde çevirdi.

Bu sezon düştüğümüzü söylerken, başta Ali Ay ve taifesi olmak üzere sebep olanların alayını en ince detayına kadar bir kez daha andık ve lanetle yad ettik.

Stadyuma vardığımızda bizim halı sahalardan hallice, Merinos Stadı kıvamında, İbrahim Yazıcı Stadının yanına bile yaklaşmayacak kalitede iki tribünlü suni çimli bir yer bizi karşıladı.

Stadyumun duvarının dibine park edip basın tribününe çıkarken artık yanımızda hüzün de vardı.

Nerelerdeniz beyzadeler, paşazadeler?

Protokol Tribünü, Basın Tribünü ve seyirciler iç içe idi. Protokol Tribününde oturan birine saat kaç kardeş diye sorabilme mesafesindeydik ama ilk anda  tanık kimseyi göremedim. 

İçimden hey gidi günler hey deplasman uçağında yer ayarlayamaya çalışan suyunun suyu adamlardan, her deplasmana lacilerini çekip gidenlerden eser yoktu.

Demek ki alayı fasulyeden taraftarlarmış da biz yeni fark ettik diye düşünürken Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu ve Mustafa Yedikardeş’i görmek bize ilaç gibi iyi geldi.

Fark etmediğim göremediğim başkaları varsa bağışlasınlar ve onlara da helal olsun. 

Haklı mazeretleri olanlar dışında süper ligde  Bursaspor’u maksat spor olsun bize de uçara kaçara atacak seyahat olsun diye tutanları gıdısından öpüyorum.

Ve maç başlıyor…

Esami listesi önümüze gelince bu kantar bu yükü tartmaz dedik ama futbolun en güzel tarafı inancın, parayı yenmesi olduğunu düşünerek güzel şeyler düşünmeye başladık.

Biz futbol tabiriyle Lato dışında piliçler ile sahada yerimiz alırken, Karagümrük papazlar ile karşımıza dikildi.

İlk yarının uzatma dakikalarında anlamsız bir kırmızı kart görüp gözyaşları içinde sahadan çıkan Ozan İsmail’e hocası sarılıp teselli edebilir ama tribünden alkış yapılmaz notunu da düşelim.

Maça çok iyi başladık ve hatta 3-1 yenilmemize rağmen 10 kişi beraberliği bulduk ve toplamda ondan daha fazla pozisyona girdik ama maç boyunca beş pozisyon bulan üçünü gol yapan papazların tecrübesine boyun eğdik.

Maçı son anlarında ben protokoldeki bir numaralı koltuğa pek de yakıştım gibi sürekli gülümseyerek oturan Poker Face Suratlı Mesut Mestan’a tahtalı göndermeler yapıldı ama tebessümü devam etti.

Bu kadroya ve hocaya sahip çıkalım…

İsmail Tatlıoğlu vekilim devre arasında yanıma geldi ve takım iyi ama onlara çeki düzen verecek iki üç ağabey alırsak bu işi kotarırız dedi. Hocama hak vermemek elde mi?

Bu genç çocukların ölesiye mücadele ettiklerini, oyun anlayışının da iyi olduğunu gördük ama yetmez!

Bir kere şunun altını çizelim ki;Karagümrük çok iyi bir takım değil ve kafaya değil sıralamaya oynar. O takım bizi yendi. Acilen tahta açılmalı ve üç oyuncu alınmalıdır. Yoksa bu sene çıkmak umudum zaten yok ama her şey için çok geç olabilir.

Başkan ve Yönetime dair…

Mesut ve Ekibi henüz Başkan ve Yönetim olamadı. Bursaspor sosyal medyada laf yarıştırmakla elini cebine atmadan bir şey bekleme ile yönetilmez. Önce acil ve hayati işleri halletsinler, sorunları çözsünler sonra Başkan ve Yönetim etiketini alsınlar. 

Bu hafta Akhisar geliyor ve çok zor bir maç olacaktır. Ardından -6 ile başlayan Eskişehirspor’a gidiyoruz. Bu iki maça transfer yapmadan tahtasız çıkarsak tahtalı köyde hepimizin hayallerini gömecek kadar yetecek kadar yer var. 

-6 deyince sorunu çözerek bizi -6 ya mahkum etmeyen Alinur Başkana teşekkür etmeden geçmeyelim.

Adı aşk bu eziyetin diyelim ve noktayı koyalım

Negmar gemisinde 50 kuruşluk çayın keyfini sarsıntılı bir denizde yaparken, Facebook'ta paylaştığımız fotoğrafa en isabetli yorum bizim Selo Adıgüzel'den geldi: "Kundakcı'nın yüzü maçın nasıl biteceğini gösteriyor" 

İsmail Tatlıoğlu vekilim devre arasında yanıma geldi ve 'takım iyi ama onlara çekidüzen verecek iki üç ağabey alırsak bu işi kotarırız' dedi. Hocama hak vermemek elde mi?