Kan şekerinizi mutlaka düzenli ölçtürün Kan şekerinizi mutlaka düzenli ölçtürün
İstanbul'da düzenlenen ‘Mikrofon’ adlı toplantıda, bağırsaklar olmak üzere tüm organlarda yaşayan bakteriler ve virüslerin oluşturduğu mikrobiyota tüm yönleriyle ele alındı. Biocodex sponsorluğunda gerçekleştirilen toplantıya katılan çocuk enfeksiyon, kadın doğum, gastroentereloji, acil, yeni doğan, diyetisyen, çocuk gastroenteroloji, nöroloji alanlarından uzmanlar, kendi alanlarında mikrobiyotayı değerlendirip ilişkili olabilecek hastalıkları işaret ederek, sağlıklı mikrobiyota için ipuçları verdi.
 
MİKROBİYOTALAR CİDDİYE ALINMALI
Bağırsakların vücudun ikinci beyni olduğunu belirten Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmet Melek, "Mikrobiyota büyük bir yapı. Beynimizin ağırlığı yaklaşık bin 400 gram ama bağırsaklarımızda taşıdığımız mikrobiyotanın ağırlığı 2,5 kilo. Vücudumuzda 23 bin gen var ve bunun 3,3 milyonu misafir. Bu nedenle taşıdığımız mikrobiyotanın hem genetik materyali hem de ağırlığı ve etkileri büyük. Bağırsaklarımız neden ikinci beyin olarak kabul ediliyor. Çünkü beynimizi yöneten kimyasal aracıların bağırsaktaki sayısı beyne eşit. Bağırsaklarımızda 100 milyon nöron var. Bunların salgıladığı sinirsel aracı maddeler dopamin, serotonin gibi vücudumuzu yöneten maddeler bağırsakta" dedi.
 
SEROTONİN VE DOPAMİN ÖNEMLİ
Serotonini hayat olarak tanımlayan Prof. Dr. İsmet Melek, bu maddenin büyük oranda bağırsaklarda olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Enerji azlığı, yorgunluk, bitkinlik, depresyon ve anksiyetenin altında serotonin azlığı yatıyor. Peki serotonin nerede? Serotonin yüzde 90 bağırsakta, beyinde değil. Vücudumuz için çok önemli bir madde de dopamin. Dopamin eksikliğinde hareketlerin yavaşladığı, titremenin olduğu Parkinson hastalığı görülüyor. Dopamin nerede dersek? Dopaminin de yüzde 70'i bağırsaklarda. Bu nedenle bağırsak ve beyin ekseni çok önemli. İşte bu saydığım aracı maddeler, dopamin, serotonin bağırsakta üretiliyor ve bunlar beyne ulaştırılıyor. Vücudumuzu yöneten aracı maddelerin bağırsakta üretilip vücudumuzu yönlendirdiğini biliyoruz. Yani stres, öğrenme, kavrama, günlük yaşam aktiviteleri, hareket hızı bağırsakta ürettiğimiz kapasiteye bağlı."
 
ANTİBİYOTİK DÜZENİ BOZUYOR
Araştırmalara göre, dünyada en çok antibiyotik kullanan ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Melek, "Çok sık ve hatalı antibiyotik kullanımı bağırsak ve beyin aksını bozuyor. Asıl bozulan şey ise bağırsakta ürettiğimiz bizim kısa zincirli yağ asitlerimiz. Bu faydalı maddeler faydalı bakterilere yol açıyor ve beyne etki ediyorlar. Bu nedenle yediğimiz gıdalar çok önemli. Ambalajlı gıda tüketimi de maalesef sorun yaratıyor. Akdeniz diyeti yapmayı, doğal ürünleri tercih etmeyi ve bizim prebiyotik dediğimiz yoğurt, kefir, ev yapımı turşu, şalgam gibi şeyleri tercih etmemiz gerekiyor. Diyetimizde bunların tüketimi artmalı. Sebze ve meyve tüketimi artmalı. Bunlar Paketli gıdalar ne kadar çoksa bağırsak o kadar zarar görür ve kişi sonuç olarak mutsuz olur" diye konuştu.(DHA)