İngiltere’nin yeni başbakanı Boris Johnson, Osmanlı İmparatorluğu’nun son Dâhiliye Nazırı Ali Kemal’in torunu olan Stanley Johnson’ın oğlu. Milli mücadele karşıtı olan Ali Kemal gibi torunu Johnson da Türk kimliği ile barışık değil. Johnson, İngiltere’de yayın yapan bir Yahudi gazetesine verdiği röportajda, tutkulu bir Siyonist olduğunu ve İsrail’i çok sevdiğini açıkladı. Başka bir röportajında ise “Türk yanım hiçbir zaman güçlü olmadı” ifadelerini kullandı. Johnson, Ali Kemal’in İngiliz eşinden olan torunu. Türk yazar, gazeteci ve siyaset adamı Ali Kemal, Damat Ferit Paşa hükümetlerinde kısa bir süre Maarif ve Dâhiliye nazırlığı yapmıştı. Milli mücadele karşıtı sert tutumuyla bilinen Ali Kemal, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1922 yılında İstanbul’da tutuklandı ve Ankara’ya götürülmek istendi fakat İzmit’te Nurettin Paşa’ya bağlı askeri birliklerce linç edilerek öldürüldü.

ALİ KEMAL MASON MUYDU?
Osmanlı’nın son Dâhiliye Nazırı olan Ali Kemal’in adı her zaman, Milli Mücadele karşıtı tutumu ve “masonluk” iddialarıyla anıldı. Bu dönemin edebi eserlerine de yansıdı. Kemal Tahir’in Mustafa Kemal Atatürk’e düzenlenen İzmir suikastını ve İttihat Terakki içindeki iç hesaplaşmaları işlediği Kurt Kanunu romanında, Ali Kemal için “masondu” ifadesini kullanmaktan çekinmez. İşte son günlerde bir kehanet olarak tekrar gündeme gelen romandaki o kesit: “Hiç belli olmaz. Güçlerini yüz yıllar boyu yitirmemeleri, sırasında sinmeyi bilmelerindendir. Baskı çok sert geldi mi, hiç direnmezler. Dünya ölümlü, insanoğlu ölecek değil mi er geç? Ha biraz önce, ha biraz sonra... Elverir ki, locaların gücü silinmesin büsbütün... Babasına yapamadıkları yardımı oğluna yaparlar. Gerçekten de yaparlar. Sözgelimi, Ali Kemal masondu. Kurtarmadılar. Oğlunu ilerde çok önemli bir makama çıkmış görürsen hiç şaşma... ”
TÜRK TARAFIM ZAYIF
İngiltere’nin yeni Başbakanı Boris Johnson da Türk kimliğiyle ilgili hep çelişkili açıklamlar yaptı. 2005 yılında verdiği bir röportajda Türk kökeniyle ilgili, “Babamın dedesi Türk’tü ama benim Türk yanım zayıf” dedi. Ayrıca Brexit kampanyası sırasında Johnson, Türk göçünün İngiltere için tehdit teşkil ettiğini öne sürdü. Daha sonra sorulduğunda ise inkâr etti. Hâlbuki Johnson, referandumdan bir hafta önce, dönemin Başbakanı David Cameron’a yazdığı bir mektupta, İngiltere’yi Türkiye’den gelecek kitlesel bir göçten korumanın tek yolunun, AB’den ayrılmak olduğunu iddia etmişti. Nisan 2016’da yaptığı bir konuşmada ise, “Son derece Türk yanlısı biriyim; ancak 77 milyon Türk ahbabımın ve Türk kökenlilerin buraya herhangi bir kontrol olmadan gelmesini hayal bile edemiyorum. Bu çılgınca olur. İşe yaramaz” şeklinde konuşmuştu.
"İSRAİL’İ SEVİYORUM"
Türkiye’deki Yahudi Cemaati’nin yayın organı Şalom’da ise Boris Johnson’a ilişkin dikkat çeken bir haber yayınlandı. Şalom’un haberine göre İngiltere’nin yeni başbakanı Johnson, bir İngiliz Yahudi gazetesine verdiği röportajda tutkulu bir Siyonist olduğunu ve İsrail’i çok sevdiğini açıkladı. Öte yandan İngiliz Yahudileri de başbakan Johnson’u öven satırlar yer aldı. İngiliz Yahudilerinin yapmış olduğu açıklamada “Ülkemiz için kritik bir dönemde başbakanlık yapacak olan Boris Johnson’a başarılar dileriz. Kendisiyle Londra valiliği ve dışişleri bakanlığı yaptığı dönemlerde iyi ilişkilerimiz olmuştu. Bu ilişkinin başbakanlık döneminde de devam edeceğine inanıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Gazeteci, belediye başkanı, dışişleri bakanı ve şimdi başbakan olan Boris Johnson, şimdiye kadar yaptığı birçok açıklama ile eleştiri yağmuruna tutuldu. Bu yeni süreçte İngilizleri ve dünyayı neler bekliyor bilinmez. Ancak Boris Johnson’un yeni bir Donald Trump vakası olduğu konusunda büyük bir kesim hemfikir. (yenisafak.com)