Din İşleri Yüksek Kurulu, arıtılmış atıksuların ibadet hayatı ve tarımda kullanılmasıyla ilgili sorulara cevap üretmek amacıyla bir çalıştay düzenledi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Müslümanların ibadet hayatı açısından da önem arz eden bu suların dinen de temiz olup olmadığı sorusuna cevap arandığını söyledi.

Arıtılmış atıksuların ibadet hayatı, tarım, hayvan yetiştiriciliği gibi alanlarda kullanılmasıyla ilgili sorulara cevap üretme ve görüş oluşturmanın amaçlandığı “Arıtılmış Atıksuların Fıkhî Açıdan Değerlendirilmesi Çalıştayı”, Diyanet İşleri Başkanlığında yapıldı. Çalıştaya, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, kurul üye ve uzmanları, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çevre Mühendisliği, İnşaat, Su Bilimleri, Fen Bilimleri, İlahiyat Fakültelerinden akademisyenler katıldı.

İki oturumdan oluşan çalıştayda; “Günümüzde Önemli Bir Çevre Sorunu Olarak Su Kirliliğinin Boyutları”, “Atıksu Çeşitleri ve Arıtma Yöntemleri”, “Arıtılmış Atıksu Standartları ve Kullanım Alanları”, “Sağlık Açısından Arıtılmış Atıksu”, “Sularda Ortaya Çıkan Yeni Tehditler; “Biyotoksinler” ve “Arıtılmış Atıksuların Fıkhî Açıdan Değerlendirilmesi” başlıkları ele alındı.

“SUYU, HAVAYI VE TOPRAĞI KİRLETEN İNSAN, KENDİ GELECEĞİNİ YOK ETMEKTEDİR”

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Su, çağın konularından birisidir. Su, dünyada savaşlara sebep olacak önemli bir konu haline gelmiştir. Su, dünyanın bir tarafında insanların estetik zevkleri için hoyratça kullanılırken, kirletilirken, bir tarafında da bir damla suya muhtaç milyonlarca, milyarlarca insanın yaşadığı bir dünyayı idrak ediyoruz” dedi.

Günümüzde bütün insanlığın karşı karşıya kaldığı ve yarınlarını mahvedecek en vahim tablolardan birisinin de çevre kirliliği olduğunun altını çizen Erbaş, “Çevreyi ihmal eden, suyu, havayı ve toprağı kirleten insan, kendi elleriyle kendi geleceğini yok etmektedir. Allah’ın yeryüzündeki merhamet nişanesi canlı türlerini ve en büyük nimeti bitki çeşitliliğini yok etmektedir. Dahası, gelecek nesillere nefes alınamaz, yaşanılamaz bir dünya bırakarak bütün insanlığın geleceğine kastetmektedir” dedi.

“GÜNDE 6 MİLYON EKMEĞİ ÇÖPE ATAR BİR DURUMA GELMİŞİZ”

“Kullanmaktan vazgeçtiği her şeyi çöp olarak algılayıp gelişigüzel şekilde çevreye bırakan bir yaklaşım, bilinçsiz tüketimin somut tezahürü olarak öne çıkmaktadır” diyen Başkan Erbaş, şöyle konuştu: “Bu milletin en büyük nimet olarak ifade ettiği ekmeği, çöpe atar bir duruma gelmişiz. Günde 6 milyon ekmeği çöpe atar bir duruma gelmişiz, ne kadar acı bir durum. Günde 6 milyon ekmeği açlıktan ölen insanlara ulaştırsak o gün karınlarını doyuracaklar. Bu bağlamda insanlığın bir daha düşünmesi gerekiyor. Oysa daha dikkatli bir yaklaşımla bunları yeryüzü sakinlerinin istifadesine sunmak, en azından geri dönüşüm ile tekrar kullanıma kazandırmak ve milli sermayeye katkıda bulunmak mümkündür. O halde kuşanılması gereken ahlaki tutum, farkında olduğumuz, olmadığımız nimetlere zarar vermeden, bütüncül bir yaklaşımı ve bunları bize sunan Rabbimizin belirlediği ilkeleri hayata hâkim kılmaktır.”

Yapılan bilimsel araştırmalara göre, insanlığın son yüzyıldaki çevreye etkisinin, bu zamana kadar yeryüzünde yaşamış insanların meydana getirdiği toplam etkinin iki katından daha fazla olduğunu dile getiren Erbaş, “Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde çoğalması ve buna bağlı olarak yerleşim alanlarının ve sanayi tesislerinin sayısının artmasıyla evsel ve endüstriyel atıklar ile sızıntı, yağış suları ve yüzeysel sular birbirine karışmıştır. Bu karışım, suların kirlenmesine; bu kirlilik de canlı ve insan yaşamı ile çevreyi tehdit eden bir ortamın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Bu zararlı durumun izale edilmesi, atıksuların arıtılmasını zorunlu hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.

“ARITILMIŞ ATIKSULAR, İBADET HAYATI AÇISINDAN DA ÖNEMLİ”

Arıtılmış atıksuların gündelik hayatın içerisinde kullanım alanlarının her geçen gün arttığını ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Arıtılmış atıksular, Müslümanların ibadet hayatı açısından da önem arz etmeye başlamış ve bu suların dinen de temiz olup olmadığı hususu araştırma konusu olmuştur. Sorular içerisinde bolca yer almaya başlamıştır. Bu meyanda, hem korumamız gereken çevreye karşı sorumluluğumuzun bir gereği hem de yüce Allah’ın gökyüzünden tertemiz bir şekilde indirdiği suların muhafazası için yapılan bu arıtma işleminin hükmünün ele alınmasının son derece isabetli olduğunu bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.

Atıksuların yeniden kullanımı projesi
Çalıştayda “Su Yönetimi ve Suların Yeniden Kullanımı” başlıklı bir sunum yapan Tarım ve Orman Bakanyığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yakup Karaaslan, suyun son derece sınırlı bir kaynak olduğunu söyledi.

Nüfus artışı, iklim değişikliği ve tüketim politikalarının baskısı altında olan su kaynaklarının sürdürülebilir ve entegre bir şekilde korunması, iyileştirilmesi ve kullanılması ile ilgili olarak çalışmalar yürütüldüğünü belirten Karaaslan, “Kullanılmış Suların Yeniden Kullanım Alternatiflerinin Değerlendirilmesi Projesi” ile ülke genelinde kullanılmış suların yeniden kullanım alanlarının tayin edildiğini kaydetti. Karaaslan, “Bu proje tamamlanarak; kullanılmış suların arıtıldıktan sonra yeniden sulamada, sanayide, su kısıtı yaşayan sulak alanların beslenmesi gibi yerlerde kullanılmasını sağlayacak ön fizibilite raporlarının hazırlanmış olması bu suların kullanılmasının yolunu açacaktır. Projede sunulan kullanım alternatiflerinin belediyeler, DSİ ve ilgili sanayi kuruluşlarınca uygulamaya geçirilmesiyle birlikte temiz su kaynaklarının kullanımında tasarruf sağlanacaktır.” şeklinde konuştu.

Sunumların ardından gerçekleştirilen müzakerede akademisyenler, kullanılmış suların yeniden kullanımını fıkhi açıdan değerlendirilmesine ilişkin görüşlerini dile getirdiler.

90 yaşındaki alzheimer hastası yaşlı adam kayboldu 90 yaşındaki alzheimer hastası yaşlı adam kayboldu

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş kapanış konuşmasında, konunun bilimsel ve fıkhi boyutuna dair gerçekleştirilen çalıştayda edinilen bilgiler doğrultusunda atıksuların ibadet hayatı,  tarımsal sulama gibi alanlarda kullanılmasıyla ilgili sorulara görüş oluşturulacağını vurguladı. (gidahatti.com)