Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Genel Merkezi'de MKYK ve MYK toplantıları gerçekleştirildi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası basın açıklamasında bulundu.

Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:

"Miting tarihleriyle ilgili sayın genel başkanımız sahaya inmiş durumda. Normalde bizim miting takvimimiz seçime 1,5 ay kala gibi başlar. Gördüğünüz gibi Cumhurbaşkanımız İstanbul, Ankara, İzmir'de faaliyetlere başlamıştır. Bugün MKYK'da görevlendirmeyle birlikte hangi genel başkan yardımcımızın, hangi ile gideceği tespit ediliyor.

Manisfesto Ankara'da açıklanacak
Bu hafta sonu pek çok genel başkan yardımcısı arkadaşımız ve MKYK arkadaşımız farklı illere giderek açıklama yapacaklar. Hem adaylarımızı açıklıyoruz hem de genel merkeze giden arkadaşlarımız bu mesajları veriyorlar. Bu hafta sonu itibarıyla arkadaşlarımız belli illere giderek faaliyetleri başlayacak. Manifestoyu açıklayacağımız tanıtım toplantısını 31 Ocak Perşembe günü Ankara'da kapalı spor salonunda yapacağız. Cumhurbaşkanımız çok güçlü bir manifesto açıklayacak.

Ortak miting genel başkanların takdirinde
Çeşitli eleştirilerle ilgili olarak alınmış tedbirleri, vatandaşla gönül ve hizmet bağını tesis etmek üzere hangi ilkelerle tesis etmek için öne çıkarılacağıyla ilgili çok güçlü bir manifesto açıklayacak. Şimdiki takvimimiz 31 Ocak Perşembe günü 81 ilin katılımıyla yapılacak. Ortak miting sayın genel başkanımızın takdirleridir. Cumhur İttifakı'nda bunun pozitif bir etki yaratacağını düşünüyoruz. Tabii ki iki genel başkanın takdiridir.

CHP'nin siyaset alanında kavga edeceği alan tükendi
CHP'den hükümetin ekonomik politikalarına yönelik bazı eleştiriler var. Kılıçdaroğlu grup toplantısında bu konuya değindi. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını yetirdiğini iddia etti. Faik Öztrak enflasyonda gerçek rakamların açıklanmadığını öne sürdü. Ayrıca futbolda yeniden yapılandırmayı eleştirdi.

Siyaset alanında CHP'nin kavga edeceği alanlar tükenmişti. En son futbolu buldular. Futbolla kavga etmek hayatla kavga etmektir. Ziraat Bankası'nın bu işe girmesini çiftçiye zarar vereceğini iddia ediyorlar. Ziraat Bankası dünya çapında bir markamız. Onlar çiftçiyle arasındaki bu duygusal bağdan her zaman memnuniyet duyarlar. Önceliğinde her zaman çiftçi vardır. Ziraat Bankası futbol kulüplerinin borçlarını silmiyor, yeniden yapılandırıyor.

Borç silme yoktur, yapılandırma vardır. Çiftçinin hayatında herhangi bir eksiklik oluşturmayacaktır. CHP'nin futbolla kavga etmek gibi olumsuz bir konuyu kim oluşturduysa onun takdirini CHP'lilere bırakıyoruz.

Enflasyon rakamlarıyla oynadığımızı söylüyorlar. En hassas olduğumuz kurumların başında TÜİK vardır. Uluslararası kuruluşlara akredite bir kuruluştur ve hepsinin güvenini kazanmış saygın bir kuruluştur. Dolayısıyla TÜİK'in yaptığı işlerde, kullandığı metodlarda bir sapma ve gerileme yoktur. TÜFE sepetinde yer alan fiyatları ve ağırlıkları kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmaktadır. Enflasyonla ilgili veriler kamuoyunun gözünün önünde gerçekleşmiştir.

Hesaplama uluslararası hesaplamalara göre yapılıyor
Büyümeyi AK Parti milli gelir revizyonlarıyla sağlamıştır deniyor. Bu belli teminatlar halinde yapılıyor ve ekonomik yapı ve işleyiş sürekli güncelleniyor. Bu revizyonlar kesinlikle ülkelerin kendi yöntemleriyle yapılmıyor. Ulusal hesaplar sistemi Avrupa Hesaplar Sistemi'yle yapılıyor. Türkiye'nin bu hesapları doğru yaptığı net bir şekilde bilinmektedir. Bu hesaplama uluslararası hesaplamalara göre yapılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun kullandığı rakamlar doğru değil
Bizden önceki dönemde son 14 yılın ortalamasında enflasyon yüzde 70.3 civarında bizde ise yüzde 9 olmuştur. 2018 yılında 20.2 gibi bir rakam var. Herkesin göz önünde gelişen ekonomik saldırılar neticesinde böyle bir tablo ortaya çıkmıştır. CHP'nin zihniyet ikizi olan DSP ve SHP'nin zamanında en fazla enflasyon oranlarının ortaya çıktığı dönemlerdir. Kılıçdaroğlu'nun kullandığı rakamlar doğru değildir.

CHP'nin Türkiye'nin yaptığı hiçbir iyi işle araları iyi olmamıştır. Keşke CHP bu negatif gündem oluşturmak için sarf ettiği çabayı Türkiye'nin hayrına, siyasal ve ekonomik reformlarıyla ilgili üretmiş olsaydı o zaman hayırlı bir iş yapmış olurlardı. Herhalde biz bunu hiçbir zaman görmeyeceğiz.

PYD/YPG Kürtler'i temsil etmiyor
Bu mesele her MKYK ve MYK toplantısında gündem oluyor. Suriye'de ortaya çıkan tablo siyasi, ekonomik olarak, göç meselesiyle ilgili olarak insani olarak etkilemektedir. Kuşkusuz karşımızdaki kişilerin mevkilerine baktığımızda hakim olduklarını düşündüğümüz dosyaları söz konusu ettiğimizde ortaya çıkan sözleri son derece yadırgadığımızı belirtmek isterim.

Bolton da PYD/YPG'nin Kürtler'i temsil etmediğini apaçık bilmektedir. Geçmişte Afganistan'da nasıl bir işbirliği yapılmışsa aynı hatayı maalesef tekrarlıyorlar. Burada net bir tablo vardır. Türkiye Cumhuriyeti NATO müttefikidir. ABD'nin aklına müttefik deyince bölgede Türkiye'nin gelmesi gerekir.

Kürtler'in tek dost devleti Türkiye'dir
Hiç kimse Kürt kardeşlerimize sahip çıkma konusunda Türkiye'ye ders veremez. Kürtler'in tek dost devleti Türkiye'dir. Kobani'deki günleri hatırlayın. Buradaki bir parti Kobani'yi istismar ederken o sırada PYD-YPG oraya yardıma gidenleri bölgeye sokmazken sadece bir gün içerisinde 100 bin Kürt kardeşimizi kendi topraklarına almıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa ile görüştü

Şimdi bize "Kürtler'e dokunmayın" diyen kim varsa kendileri aynaya baksınlar. Birisi Türkiye Cumhuriyeti'ne "Kürtler'e dokunmayın" diyorsa bunu söyleyenlerin terör örgütleriyle ilgili pozitif, Kürt kardeşlerimizle ilgili hayırlı olmayan hesapları vardır.

Türkiye demokratikleşme meselesini yüksek bir performans göstererek bu süreci geride bırakmıştır. "Kürtler'e dokunmayın, sahip çıkın" diyenlerin kesinlikle şunu örtmek için yapıyordur,onun ajandasında terör örgütlerine karşı gündem vardır ama bölgedeki Kürt kardeşlerimize karşı negatif bir gündemleri vardır. Kimin haddine düşmüş Türkiye Cumhuriyeti'ne Kürtler'e dokunmayın demek!

Esas mesele Suriye'de yaşayan herkes için hayırlı ve iyi bir gelecek olması için buranın terör örgütlerinden ayrılması gerekiyor. DEAŞ neyse PKK oldur, PKK ne ise YPG/PYD odur. Bu iş pazarlığa tabi değildir, bir gece ansızın oraya gidebiliriz. Tabii ki bu konuda müttefikleri yanında görmek istemektedir. Onların bilgisi dahilinde yapacaktır. Türkiye olmasaydı DEAŞ'a karşı başarılı mücadele sözkonusu değildir. Türkiye'nin başarısı kavram oyunlarına müsait değildir. Bizim mahallede dosta dost, düşmana düşman derler."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtemelen hafta içi CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etme ihtimalinin olduğu edinilen bilgiler arasında.

 

Kaynak: yenisafak.com