Bakan Işıkhan, yeni asgari ücreti açıkladı Bakan Işıkhan, yeni asgari ücreti açıkladı
Bütün hayatımızın sorguya çekileceği güne doğru ilerlerken, kalbimizin sağlıklı atması adalet duygumuzla gerçekleşir. 
Adalet masum olanı aramak, masumu bulduktan sonra onu her daim korumaktır.Adalet, herkes için eşit mesafede durmak, en yakınımız bile olsa doğruyu söyleyebilmek ve yanlışı düzeltebilmektir. Adalet, Peygamber bile olsa vefatından önce arkadaşlarıyla helalleşmek için “Bende hakkı olan varsa alsın!” diyebilmektir. Adalet, nefsi tanımak ve olayları yerinde inceleyerek, tarafları eşit mesafede dinleyerek doğru karara varabilmektir. Adalet, anne-baba bile olsa yavrusuna haksızlık yaptığı için evladının gönlünü alabilmektedir. 
Her zaman doğru sözlü olmak, birisi kurtulsun diye başkasına kara leke çalmamak, hakkaniyetle şahitlik yapmaktır adalet.
Adalet, kendin için istediğini, diğer bir kişi için de isteyebilmektir. Adalet, güzel davranmaktır…
Adalet, vaktinde müdahale etmektir. Göz göre göre haksızlık oluyor ve adalet gecikiyorsa, bu adalet değildir. Çünkü geciken adalet, aslında adaletsizliktir. 
Adalet düzendir, huzurdur. Adaletin bozulduğu yerde tüm düzen bozulur. Adalet olmayan yerde hayat olmaz. Hayatın devamı adaletin gerçekleşmesi ile vuku bulur…
Adalet her an kalbimizde O’nun bizi gördüğünü bilerek yaşamamızdır… Adalet dünya ve ahiret iyiliğimiz, kalbimizin hak ile atışıdır
Adalet, Ömer (ra) gibi davranmaktır… Fakirlere maaş bağlayan, dul ve yaşlılara yardım eden, sırtında un çuvalı taşıyan, geceleri halife kıyafetini değiştirerek halkın içerisinde gezen, “yanlış yaparsan seni kılıcımızla düzeltiriz” diyen bir kişinin cevabından memnun olan, “Fırat Nehri’nin kenarında bir koyun kaybolsa ben kendimden bilirim” diyen mütevazı bir insan olmaktır. 
Adalet, her yerde olmalıdır. Kendimize karşı âdil olmalıyız. Bedenimizin ve ruhumuzun ihtiyaçlarını âdilce karşılamalıyız. Hiç uyumamak bedene zarar verdiği gibi çok uyumak da bedene zarar verir. Eşimize karşı adil olmalıyız. Kendi ailemize nasıl önem veriyorsak eşimizin ailesine de öyle önem vermeliyiz. Çocuklar arasında adil olmalıyız. Sürekli biriyle ihtiyaçtan fazla ilgilenip, diğer çocuğumuza “Nasılsın?” bile demiyorsak, kendimizi düzeltmeliyiz. Akrabalarımıza, arkadaşlarımıza ve çevremize karşı âdil olmayı önemsemeliyiz. Bir çocuk parkındaki salıncakta bile adalete dikkat etmeliyiz. Sıra beklerken, kimsenin önüne geçmemeli, sıramızın gelmesini beklemeliyiz. Kısacası “adalet” ilk düsturumuz; “âdil olmak” ilk vasfımız olmalı… Adaletle yaşanan bir dünyada mutlu olabilmek için: “Adaletli günler dilerim…”
 
Ayşe Serra Kara
Yıldırım Müftülüğü
 
 
KIRKAMBAR
Oğlunun seni bırakacağı yer
 
Yaşlı adam eşini kaybedince oğluyla gelininin yanına sığınır. Önceleri onu iyi karşılayan oğlu ve gelini yaşlı adamın sağlığı iyice bozulup kendine bakamaz hâle gelince kendilerince çareler düşünürler. Sonunda babanın uzak bir yere götürülme fikri ortaya atılır. Oğlu başta tereddüt etse de sonunda bu fikri uygulamaya karar verir.
Bir sabah babasına onu pikniğe götüreceğini söyler. Baba oğul yola koyulurlar. Şehrin dışına çıkarlar, dağlara doğru giderler. Oğlu bir yeri gözüne kestirir, burada duralım der. Ancak babası orayı beğenmez. Biraz daha giderler, oğlu durur ve burası iyi, der. Ancak yaşlı adam burayı da beğenmez, biraz daha ilerlemek ister. Biraz daha giderler ve dururlar. Ancak yaşlı adamın burası da hoşuna gitmez. İyice kızan oğlu babasına, neden devam etmek istediğini sorar. Yaşlı adam acıyla gülümseyerek: “Beni ilk bıraktığın yer, babamın babasını bıraktığı yerdi. Sonraki yer, benim babamı bıraktığım yerdi. Sonraki yerde durmayıp devam etmek istedim, çünkü torunumun seni nereye bırakacağını merak ettim” der.
 
NE OKUYALIM
 
Gençlerle hayata dair
 
Prof. Dr. Soner Gündüzöz tarafından kaleme alınan ve Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nca basılan eser 223 sayfadan oluşmaktadır. Kitap, Kur’an-ı Kerim’in ve Hz.Muhammed’in (s.a.s.) sözlerinin kaynaklığında, genç dimağlarla bir söyleşi; varlık bilincimizin puslu koridorlarında gençlik enerjimizle iç dünyamıza doğru bir gezintiye çıkarmaktadır.
 
İLMİHAL
Geçimini maaş veya ücretle sağlayanlara zekât verilebilir mi?
 
İslam’da zekât ve fitrenin kimlere verilip verilemeyeceği, kişilerin meslek gruplarına bakılmaksızın belirlenmiştir. Bu itibarla, belirli bir geliri bulunduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan veya bu değerde bir mal bulunmayan kişilere zekât verilebilir. Bu kişilerin ücretli, memur, esnaf veya işsiz olması fark etmez. Ancak bu kadar malı olmasa bile kendisinin ve bakmakla mükellef olduğu kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanlara zekât verilemeyeceği görüşünde olan âlimler bulunduğundan zekât verirken daha yoksul olanlara öncelik verilmesi uygun olur.
 
Bursa için iftar vakti
Akşam 20:22
---
Bir Ayet
İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalıcıdırlar. ﴾A’raf,7/42﴿
Bir Hadis
“Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeşler olun!..” (Buhârî, Edeb, 62)
Bir Dua
Allah’ım senin iznin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüz. Sonunda dönüş yalnız sanadır. (EbûDâvud, Edeb, 110)
Bir Öneri
Dünyadaki tüm insanların hidayeti ve dünyanın bütün Müslümanlarının zaferi için dua edebilirsin!
 
 
YUNUS MEKTEBİ
İstediğimi Buldum
 
İstediğimi buldum eşkere can içinde
Taşra isteyen kendi, kendi nihân içinde
  
Baştan ayağa değin Hak nûru seni tutmuş
Hak'dan ayrı ne vardır kalma gümân içinde
 
Bir isen birliğe bak ikiyi elden bırak
Bütün mana bulasın sıdk u îmân içinde
 
Girdim gönül şehrine daldım onun bahrîne
Aşk ile seyrederken iz buldum cân içinde
 
Yûnus senin sözlerin ma'nîdir bilenlere
Söyleyeler sözünü devr-i zamân içinde