Funda AVCI

Çarşılı köprü olarak adlandırılan ve dünyada benzerine az rastlanan bir yapıya sahip 900 yıllık Irgandı Köprüsü'nün adı son yıllarda anılmaz oldu. Dünyada çarşılı köprü olarak bilinen Bulgaristan'ın Lofça kentindeki Osma Köprüsü, İtalya'nın Floransa kentinde bulunan Ponte Vecciho Köprüsü ve Venedik'teki Rialto Köprüsü gibi 1442 yılında Hacı Müslihiddin tarafından inşa edilen Irgandı Köprüsü de üzerinde bulunan küçük sanat atölyeleri ile ilgi bekliyor. Bursa'nın simgelerinden biri haline gelen Irgandı Köprüsü üzerinde açılan Irgandı Sanat Galerisi sahipleri yoğun ilgi görmediklerinden şikayetçi.

SANATÇI YUVASIYDI ŞİMDİ BOMBOŞ

Gökdere üzerinde, Setbaşı Köprüsü’nden ovaya doğru inildiğinde ilk köprü olan Irgandı, tek gözlü ve kâgir olarak inşa edilen otuz dükkana sahipti. Üzerinde ahır ve depoların da bulunduğu köprü, bu özelliğiyle dünyada eşsiz… 1855 depreminde büyük hasar gören köprü, Yunan işgalinde bombalanmasıyla büyük darbe almıştır. 40’lı yıllara kadar kapalı olan Irgandı Köprüsü Osmangazi Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak 2004 yılında hizmete açılmıştır. Nitelik olarak dünya üzerinde yer alan çarşılı dört köprüden biri ve en eskisidir. Bugün köprü üzerindeki dükkânlarda, Bursalı sanatkârlar, çinicilikten nakkaşçılığa, sedefkarlıktan oymacılığa kadar göz nuru ve el işçiliğinin en güzel örneklerini hem sergiliyor, hem ziyaretçilerin beğenisine sunuyor, hem de geleneksel Türk el sanatını yaşatmaya çalışıyorlar.

Esnaf, çalışma saatlerine dikkat etmeli

Faaliyete geçmesinden bu yana, Irgandı Köprülü Çarşısı hâlâ Bursalıların ve turistlerin rağbet ettiği bir yere dönüşemedi. İlgisizliğe isyan eden dükkan sahipleri, çarşının canlandırılmasını istiyor. Esnaf, kendi içinde de sorun yaşıyor. Bazı dükkan sahiplerinin çalışma saatlerine dikkat etmediğini belirten esnaf, işyerlerinin zamanında açılıp kapanması gerektiğine dikkat çekiyor.

Susmak bazen en büyük tepki...

Irgandı Köprüsü’nün restorasyonun tamamlandığı 2004 yılından bu yana oyma sanatını Irgandı’da yaşatan Bekir Uslu ise şöyle konuşuyor: “Sanat üzerine bir yerleşim olduğu için Irgandı’yı tercih ettim. Biz ne kadar konuşursak konuşalım bazı şeyler değişmiyor. Aslında susmak da bazen en büyük tepki ve yanıttır.”

Metale can veren adam: Yılmaz Emen

Sadece Bursa’nın değil, Türkiye ve dünyada tanınan metal sanatçısı Yılmaz Emen de Irgandı Köprüsü üzerindeki dükkanlardan birinde eserlerini üretiyor ve satışa sunuyor. 1942 Bursa doğumlu sanatçı, 1950 yılında Kayhan’da kılıç ve bıçak yapan bir ustanın yanında çıraklık yaparak metalle tanışmış. Zanaatı sanat boyutuna taşıyan Yılmaz Emen, “Soğuk bakılan metale estetik biçimler vererek pek çok eser yaptım. 2000 yılında göz tansiyonu nedeniyle bir gözümü yitirdim. Metal her ne kadar soğuk da olsa işlevinde sanatın estetiğini yansıtır. Mesleğimle metaller arasında bir bütünlük sağlayarak değişik boyut ve formlarda metal heykel çalışmaları yapmaktayım” diyor.

ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ

Bugüne kadar 91 kişisel sergi açan ve 4 de karma sergiye katılan Yılmaz Emen, çok sayıda ödüle de sahip. Ödüller arasında 1974-1975 yıllarında Kültür ve Tanıtma Bakanlığı tarafından verilen Ülke Turizmine Üstün Hizmet Ödülü, 1988 yılı Öner Sanat Dergisi tarafından “Yılın Sanatçısı” seçilmesi; BUSİAD Meslek ödülü, TBMM Onur Belgesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatkarı Belgesi ve aynı bakanlığın Tasarım Yarışması Onur Belgesi, Bursa Hediyelik Eşya Tasarım Yarışması Ödülü, Bursa Bıçağı Tasarım Yarışması Onur Belgesi, Bursa Valiliği onur Belgesi bulunuyor.

 

Bursalı Irgandı’yı hâlâ bilmiyor

Yılmaz Emen de Bursalıların bile Irgandı Köprüsü’nü bilmediğine dikkat çekerek şöyle diyor: “Köprüyü insanlar kısa yol olarak kullanıyorlar. Köprüde sanatın, sanatçının yaşadığını bile bilmiyorlar. Dünyanın dört köprüsünden biriyiz ama sanata verilen değere bakıldığında mutlu değilim. Okkayı nereden tartarsan tart yine de 400 gram gelir. İnsanların kollarından tutup zorla getirecek halimiz yok. Yeşil’den bu tarafa geçmiyorlar. 72 yaşındayım, 64 yıldan beri sanatla iştigal ediyorum. Onların görmek istemediğini ben bizzat yaşıyorum.”