Hayat hızla akarken hep bitmemiş işlerimiz, tamamlanmamış cümlelerimiz var.İçe yolculuğumuzu ıskalayarak yaşıyoruz.  Evet, dünya dönüyor ve her şey yaşlanıyor. Biz dışarıyla meşgulken içeride ne güzellikler kaçıyor. Çiçekleri ezmeden,gönülleri incitmeden Rabbin rızasını kazanmayı dert edinerek evvelden ezele akabilmek de var. Nefes alırkan nefesi aldıranı hissedenler var.

Üftade’nin yamaçlarında yaşlanmış yüz küsür senelik ömrüne inat, yorulmamış dingin ruhuyla akışta demetlenmiş, bu dünyadan gelmiş geçmiş bir güzel insandan bahsetmek istiyorum sizlere. Onyedi yıl önce bir Ramazan ayında tanıdım Cemile Anne’yi.Kırk küsür senedir Bursa’lı hanımları Kur’an’la buluşturmuş Üftade Hazretleri’nin kabrinin hemen yanındaki Üftade Cami’nde.

AH ŞU GENÇLİK

Anlatımlarından ve hatıralarından anlaşılan;Kur’an okumanın ve yaşamanın sıkıntılı olduğu dönemlerde hiç aksatmadan soğuk-sıcak, yaz-kış, bayram-seyran demeden her ay hanımların Kur’an’la, duayla buluşmasına öncülük yapmış örnek Bursalı bir hanım. Bir ev ziyaretinde“Ah gençlik” diyor,kıymet bilene ne büyük nimet,  gurbetten vatana giderken lazım olan azığın toplandığı en güzel çağdasın,ne mutlu sana” sözünü Kur’an’a hizmeti kendine dert edinmiş bir büyük nasihatı olarak dinlemiştim.Sohbetlerde ne zaman Allah lafz-ı celili geçse -kendini gizlemeye çalışsa da- bütün azalarının titremesini, bir insanın kalbine Allah’ı tanıtmasının yansıması olarak görürdüm.

Artık vakit ikindi anıdır. Güneşin guruba yaklaştığı, ölümün biraz daha yakınlaştığı,  insanın olgunlaşıp bedenin yaşlandığı vakit. Şairin dediği gibi “Su iner yokuşlardan hep basamak basamak / Benimse alın yazım yokuşlarda susamak.” Üftade yokuşunda susayan, âb-ı hayat suyunun peşinde guruba doğru yürüyen bir hizmet ehliydi Cemile Anne.

Güzel bir gelenek;her ayın ilk Perşembesi ikindiye yakın bir zaman diliminde tırmanılır tahtakale yokuşuna.Hayata dair ne varsa anlatmak ve anlamak üzere geçilir Üftade Cami’ne, girilir sekinet evine.Bir ay öncesinden alınan cüzler okunarak gelinmiştir mabede. Dağıtılan “güllü yasin” kitabındaki sureler sırayla,  özenle okunur sessizce.Ve ardından, insanı Rabbiyle konuşturan, huzura kavuşturan, rahmetle buluşturan dua için eller açılır semaya.Dillerdeki âmin nidalarıyla geçmişi, anı, geleceği kapsayan istek ve talepler aracısız ulaşır Mevlaya...Gelecek ayın ilk Perşembe gününde Üftade hazretlerinin dizi dibinde yeniden cem olmak, buluşmak kaydıyla,  huzurla dolan kalpler, diğer kalpler huzur bulsun diye dağılır Bursa’nın herbir köşesindeki evlere... İşte böyle bir geleneğin başındaydı Cemile Anne. Mevlana’nın “Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan. Sen erken davran, ölmeden önce uyan.”dediği gibi ölmeden önce uyanma derdinde bir güzel insandı. Güzel hatıralar, bir ömür Kur’an’a hizmet ve hak yolunda gayretle hepimizin kalplerine dokundu da öyle kavuştu Rahmet-i Rahmanına..

Sözlerimi Üftade Hazretleri’nin talebesi olan Aziz Mahmut Hüdayi’nin dörtlüğü ile bitiriyorum        

        Yalancı dünyaya aldanma ya hu,

         Bu dernek dağılır divan eğlenmez,

         İki kapılı bir viranedir bu,

         Bunda konan göçer mihman eğlenmez..

Allah’ın rızasını kazanmak için gayret edenlere selam olsun. Şu gök kubbede hoş bir sada bırakanlara selam olsun.Bizi güzel insanlarla buluşturan Rabbe hamdolsun. (Gülsüm Sarıdaş / Bursa İl Müftülüğü Vaizi)

 

BURSA'NIN GÖNÜL SULTANLARI

Lütfullah Efendi

 

Emir Sultan Hazretlerinin üçüncü halifesi olan Lütfullah Efendi Karaman’da doğmuştur.

Lütfullah Efendi büyüyüp ergenlik çağına ulaşınca zamanın usulüne göre ilim tahsilederek Gelibolu’ya gelmiştir.

Burada akli ve nakli ilimleri tahsil ile meşgul olduğu sıralarda Şeyh Bedrettin Efendiyle tanışarak sohbetlerinde bulunmuş,talebesi olarakdergâhta kendisine verilen görevleri, canla başla yaparak tasavvuf yolunda ilerlemiştir. Onun kısa sürede olgunluğa eriştiğini fark edenBedrettin Efendi, İslam’ın emir ve yasaklarını anlatmak ve talebe yetiştirmek hususunda ona icazet vermiştir.

Ahlak bakımından olgun bir kişiliğe sahip olan Lütfullah Efendi vaktinin çoğunu ibadetle geçirir teheccüd namazlarını camiidekılardı. Tasavvuf yolunda Kutbiyyet Makamına ulaşmış olan Lütfullah Efendinin iki kızı ve iki oğlu olmak üzeredörtevladıvardı.

İlim, fazilet, güzel ahlakıyla insanlara iyi bir örnek teşkil etmiş,Devletin ileri gelenlerine de zaman zaman yol göstermiştir.Otuzbir yıl boyunca insanlara İslam’ın emir ve yasaklarını anlatmış, pek çok talebe yetiştirmiş olan Lütfullah Efendi 1488 (H894)senesinde vefat etmiş ve Bursa Emir Sultan Camii bahçesine defnedilmiştir.Oğulları genç yasta oldukları için vefatından önce yerine halife tayin ettiği damadı Davud Efendi yerine geçmiştir.

Allah onlardan razı olsun. Tüm gönül sultanlarına selam olsun. (Fatma Karaman )

 

NE OKUYALIM

Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi

Hadislerle Aile

Diyanet İşleri Başkanlığı halk kitapları arasında yer alan Hadislerle Aile adlı eser komisyon tarafından hazırlanmış ve 136 sayfadan oluşmaktadır.

Eser, dinimizin aileye bakışını ve ona yüklediği değeri bilmek, aileyi ayakta tutan temel ahlâki değerleri kavramak, aile hayatımızı yeniden gözden geçirip düzenlememize yardımcı olacak, yeni bir aile kuracak olanlara ufuk açacaktır.”

3 SORU 3 CEVAP

Ticarette kar haddi var mıdır?

İslam dini, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymamış, bunu piyasa şartlarına bırakmıştır. Konuyla ilgili olarak Allah Resûlü (s.a.s.), fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur: “Şüphe yok ki, fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem.” (Ebû Dâvud, İcâre, 15; Tirmizî, Bûyû’ 73) Ayrıca Hz. Peygamberin (s.a.s.), kendisine kurbanlık bir koyun satın alması için para verdiği Hakîm b. Hizâm’ın bir dinara satın aldığı koyunu iki dinara satıp, sonra bir dinara bir koyun satın almasını (diğer bir rivayette bir dinara satın aldığı iki koyundan birisini bir dinara satmasını) kınamamış, üstelik ona hayır duada bulunmuştur (Ebû Dâvûd, Büyû’, 28; Tirmizî, Büyû’, 34).

Fakihler de bundan hareketle kâr haddinin eşyadan eşyaya fark edebileceğini, bu sebeple de kesin bir takdir yapılamayacağını söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâi’, V, 129). Bununla birlikte piyasada suistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme (narh koyma) yetkisi vardır (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 226). Aşırı fiyatın tespitinde ise bilirkişilerin günün piyasa şartları içerisindeki belirlemeleri esas alınır.

---

Burun damlası kullanmak orucu bozar mı?

Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0,06 cm3’tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte olup, çok az bir kısmı ise mideye ulaşmaktadır. Bu da, dinî açıdan abdestte ağza su vermede olduğu gibi af kapsamında değerlendirildiğinden orucu bozmaz.

---

Kürtaj yaptırmak caiz midir

İnsan hayatının korunması, İslam dininin beş temel ilke ve amacından biridir. Zira en şerefli varlık olan insanoğlu saygındır ve dokunulmazdır. İnsanın yaşama hakkı, erkek spermi ile kadın yumurtasının birleştiği ve döllenmenin başladığı andan itibaren Allah tarafından verilmiş temel bir hak olup, artık bu safhadan itibaren anne baba da dâhil hiçbir kimsenin bu hakka müdahale etmesine izin verilmemiştir.

Buna göre, annenin hayatının korunması gibi haklı ve kesin bir zaruret olmaksızın gebeliğe son vermek caiz değildir.

Bir Ayet

Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisin geri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür. ﴾Muhammed, 47/25﴿

---

Bir Hadis

“Ümmetimde câhiliye âdetlerinden kalma dört şey vardır ki bunları (kolaylıkla) terk edemezler. Bunlar; asaleti ile öğünme, nesepleri kötüleme, yıldızlarla yağmur isteme ve bağıra çağıra ölülere yas tutmadır.” (Müslim, Cenâiz, 29)

---

Bir Dua

“Allah’ım! Gidip ebedî yaşayacağım ahiret hayatımı benim için hayırlı eyle. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhafaza eyle.” (Müslim, Dua, 71)