Ahlak kavramı “huy”, “seciye”, “tabiat” ve “din”  anlamlarına gelir. İnsanoğlu, gerek yaratıcısına karşı gerekse yaratılmışlara karşı, bir takım görev ve sorumluluklar taşır. Bunun için insanın, öncelikle ahlâkî erdemliliğe ulaşması yani güzel ahlakla bezenmesi gerekir.Sosyal kimliği ile insan, en tabii ihtiyaçlarını gidermek, can ve mal güvenliğini korumak ve içinde bulunduğu hayat şartlarını daha iyiye ve mükemmele götürmek için çevresiyle işbirliği yapmak zorundadır. Bunun için de ilişkileri düzenleyen bazı kurallara ihtiyaç vardır. Varlığı müşahede edilebildiği halde yazılı olmayan bu kaideler, en geniş anlamıyla ahlâk prensipleridir.

CÖMERTLİK, YİĞİTLİK,İFFET

İslam ahlâkı kaynaklarında, iyi ve kötü huylar anlamındaki ahlak kavramı,insanda yerleşen ve hiçbir fikri zorlamaya gerek kalmadan, davranışların kolaylıkla ve rahatlıkla oluşmasını sağlayan bir meleke, kabiliyet, yeti olarak tanımlanmıştır. Mesela cömertlik, yiğit¬lik, iffet, hayâ gibi meziyetler, bazı insanların doğuştan getirdiği özellikler olup, ölene kadar da o in¬sanla beraber bulunur. Aynı şekilde kendisinde cömertlik özelliği bulunmadığı halde, herhangi bir korku, umut, riya veya etrafındakilerden utanma gibi bazı iç ve dış tesirlerle kesesini açan kimsenin bu durumu, cömertlikle izah edilemez. Büyük bir cömertlik arzusu bulunduğu halde verecek parası bulunmayan kimseye cimri denilemeyeceği gibi, ortada göz koyacağı bir mal bulunma¬dığı için açgözlülüğü ortaya çıkmayan tamahkâr kimseye de iffetli denilemez.

KAYNAĞI ÖYLE SAĞLAM Kİ

İslam ahlakının temel kaynağı, Kur'ân ve onun ışığında oluşan Sünnet'tir.  Zira Allah Teâla, Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz Sen, yüce bir ahlâk üzeresin.” buyurken, Resul-i Ekrem efendimiz ise “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” “iyilik güzel ahlaktır” “ kişi cennete ancak güzel ahlakı ile girer” sözleriyle yüce ahlakın, her türlü iyiliğin örneği olduğunu, ahlakla bezenmemiz gerektiğini haber vermiştir. Hz.Aişe (r.a) kendisine sorulan bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber’in ahlâkının "Kur’ân ahlâkı"olduğunu belirterek ahlakın en güzel örneği Efendimiz a.s.’a dikkat çekmiştir.

İNSAN BENLİĞİNİN ZAAFLARI

Sünnetullah, diğer bir ifade biçimi ile Allah Teâla’nınkendi yasaları olarak hatırlayacağımız bazı ayetler bizi ahlak konusunda tefekküre sevk etmektedir. Bir ayet-i kerîmede insan benliğini zaaflarla olduğu kadar, takva yani sorumluluk bilinci ile de donattığını, benliğini kötülüklerden arındıranın kurtuluşa ereceğini, karartıp kirletenin de hüsrana uğrayacağını bildirmiş, başka bir ayet-i kerimede bir toplum, kendilerinde bulunan ahlakî meziyetleri değiştirip isyana dalmadıkça Allâh (c.c) onların elindeki nimetleri değiştirmeyeceğini haber vermiştir. Sonuçta sağlam ahlak ve karakter sahibi milletler güçlü ve müreffeh olmuşlardır; karakterleri bozulunca zayıflamış, perişan duruma düşmüşler, başka milletlerin egemenliği altına girmişlerdir.

Kübra Çelik
Nilüfer Müftülüğü

KIRKAMBAR

GÖL OLMAYA ÇALIŞMAK

Hintli usta, çırağının sürekli şikâyet etmesinden usanmıştır. Bir gün ondan tuz getirmesini ister. Çırak tuzu getirdiğinde ustası ona bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, ustanın dediğini yapar; ancak tuzlu suyu içtiği an yüzünü ekşitir.
“Tadı nasıl?” diye soran ustasına öfkeyle: “Acı!” der. Usta gülerek çırağını dışarıya çıkarır. Gölün kıyısına kadar yürürler. Bu sefer çırağına bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini söyler. Çırak tekrar söyleneni yapar. Usta aynı soruyu sorar: “Tadı nasıl?” Bu kez çırak, “Ferahlatıcı!” diye cevap verir. “Tuzun tadını aldın mı?” diye sorar usta. “Hayır.” diye cevaplar çırak.
Bunun üzerine usta suyun kenarındaki çırağın yanına oturur ve şöyle der: “Hayattaki sıkıntılar tuza benzer. Ne azdır ne de çok. Sıkıntıların miktarı hep aynıdır, ancak bu ıstırabın acılığı neyin içine konulduğuna bağlıdır. Yapman gereken, sana sıkıntı veren şey ile ilgili his dünyanı genişletmektir. Bunun için bardak olmayı bırak ve göl olmaya çalış…”

NE OKUYALIM

Kıtır ile Pıtır hikâye seti

4+ yaş çocuklarımız için hazırlanmış bu eser Arife Aydın tarafından kaleme alınmış olup resimleme çalışması İlknur Salman’a aittir. 
Hastaları mutlu etmek ne güzel, Affetmek ne güzel, Selamlaşmak ne güzel, Yardımlaşmak ne güzel, Kardeşlik oyunu ne güzel adlarıyla 5 ayrı çıkartmalı ve etkinlikli kitaplardan oluşan bu set, çocuklarımız için ahlaki erdemleri kazandırırken eğlendirmeyi de amaç edinmiştir.

İLMİHAL
Ticaret malının zekâtı kendi cinsinden ödenebilir mi?

Ticaret mallarının zekâtı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla verilebileceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir.
Bursa için iftar vakti
20:29

Bir Ayet
Allah gökten su indirip onunla ölmüş toprağa hayat vermektedir. Şüphesiz bunda dinlemesini bilen bir toplum için ibret vardır. (Nahl, 16/65)
Bir Hadis
Mümin, (kolayca) kaynaşılan kişidir. (İnsanlarla)kaynaşamayan ve kendisiyle kaynaşılamayan kimsede hayır yoktur. (AhmedibnHanbel, Müsned, II, 400)
Bir Dua
Allah’ım! Cehenneme götüren fitneden, cehennemin azabından,  zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım. (EbûDâvûd, Vitr, 32)
Bir Öneri
Ramazan gitmek için toparlanmaya başladığı bu son günlerde, itikafı ve mantığını öğrenmek için araştırmalar yapabilirsiniz!


 

YUNUS MEKTEBİ

Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
Assı ziyandan geçdim,dükkanım yağma olsun

Ben benliğimden geçdim, gözüm hicabın açdım
Dost vaslına ulaşdım, gümanım yağma olsun

Varlık çün sefer kıldı ondan dost bize geldi
Viran gönül nur doldu cihanım yağma olsun

Geçdim bitmez sağınçdan usandım yaz-u kışdan
Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun

Yunus ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun